Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/441 E. 2016/1365 K. 20.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/441
KARAR NO : 2016/1365
KARAR TARİHİ : 20.01.2016

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ

Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, davacı ile … arasında hizmet ilişkisinin bulunmadığını, davacının dava dışı taşeron şirketlerin işçisi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle davacı işçi tarafından feshedildiği ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır. Böyle bir bildirim yoksa, hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Somut olayda, davacının kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazıyı işverene bildirdiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda, hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken fesih tarihi olan 31/01/2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK’ nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan;
“1-Davanın kabulü ile; brüt 4612,73 TL kıdem tazminatının aktin fesih tarihi olan 31/01/2008 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklindeki birinci bendin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine;
” Davanın kabulü ile; brüt 4.612,73 TL kıdem tazminatının dava tarihi olan 20/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” paragrafının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.