Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/4063 E. 2016/5481 K. 10.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4063
KARAR NO : 2016/5481
KARAR TARİHİ : 10.03.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, dava dilekçesi ile özetle, davacının davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışırken davalı işveren tarafından haklı veya geçerli bir sebep olmadan iş aktinin sendikal nedenle feshedildiğini, davacı ile birlikte birçok çalışanın iş aktinin aynı nedenle feshedilmiş olduğunu, davalının bu fesih sürecinde eşit işlem borcuna aykırı davrandığını, sendika seçme özgürlüğüne müdahale etmiş olduğunu, davacı ve diğer arkadaşlarının işten atılmasının gerçek nedeninin …. üye olmaları olduğunu, davacı ve işten atılan diğer arkadaşlarının diğer çalışanlara gözdağı vermek için işten atılmış olduklarını, tüm bu nedenlerle feshin geçersiz olduğunu belirterek, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve sendikal tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle, davalı şirketin sendikal hak ve özgürlüklere karşı olmadığını, işyerinde …. yetkili sendika olduğunu, bu sendika ile imzalanmış TİS’in 01.09.2014-31.08.2017 dönemi için yürürlükte olduğunu, işyerinde yetkili bir sendika bulunmasına rağmen başka bir sendikanın aynı dönemde yetki alıp faaliyette bulunmasının yasalara aykırı olduğunu, işyerinde 18.06.2015 tarihinde gece vardiyası çalışması sırasında sahur yemeği verilmediği gerekçesiyle çalışanların bir kısmının üretimi durdurup eylem başlattıklarını, işyerini işgal ettiklerini, bunun mahkeme tespiti ile ispatlandığını, bu tarihten sonra da çalışanların bir kısmının işi yavaşlatma şeklinde eylemlerine devam ettiklerini, bu eylemler nedeniyle 11.07.2015 tarihinde eylemleri organize eden 11 çalışanın iş aktinin sona erdirildiğini, 20.07.2015 tarihinde eylem ve protestoları organize eden 12 işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini, 20.07.2015 tarihinde gece vardiyasında çalışan işçiler bir kısım çalışanların işyerini işgal etmek suretiyle çalışmayıp üretimin aksamasına neden olduklarını, bu hususun mahkemenin tespit kararı ile ispatlandığını, bu eylemin 27.07.2015 tarihine kadar devam ettiğini, ancak eylem yapan çalışanların üretimi tamamen durdurmaları, işyerini işgal etmeleri nedeniyle kolluk kuvvetlerince müdahale edilmek suretiyle eylem yapan çalışanların fabrika sahası dışına çıkarıldıklarını, bu süreçte eylem ve direnişe katılan 280’den fazla işçiden eylemde aktif rol oynayarak diğer işçilerin ve çalışanların üzerinde baskı kuran sadece 78 işçinin iş aktinin sona erdirildiğini, eyleme katılan işçilerin iyi niyetli olarak işveren yetkilileri tarafından noter huzurunda çalışmak için davet edildiklerini, ancak bunların bir çoğunluğunun işten atılan arkadaşları tekrar işe alınmadan çalışmayacaklarını ifade ederek işyerini terkettiklerini, bu nedenle bu kişilerin iş akitlerinin feshedildiğini, ancak çalışmak isteyen herkesin ayrım yapılmadan yeniden çalıştırılmaya başlandığını, fesih sebebinin sendikal nedene dayanmadığını, yapılan feshin haklı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Anayasa’nın ”Grev ve Lokavt” başlığını taşıyan 54.maddesinde, ”Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasını ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunda düzenlenir. Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve iş yerleri kanun ile düzenlenir” düzenlemesinin yer aldığı, 2010 yılında yapılan referandum ile maddenin ”siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz” şeklindeki 7.fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı, Genişletilmiş Avrupa Sosyal Şartının 5.maddesinde, ”akit taraflar, çalışanların ve çalıştırılanların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak için, yerel, ulusal ve uluslar arası örgütler kurmak ve bu örgütlere üye olma özgürlüğünü sağlamak veya geliştiren ek amacı ile ulusal mevzuatın bu örgütü zedelemesini veya zedeleyici biçimde uygulanmasını önlemeyi taahhüt eder” kuralının olduğu ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Türkiye’ye ilişkin kararlarında şartın ilgili hükümlerini de uyguladığı, Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması hakkında 87 sayılı sözleşmenin 11.maddesinde benzer şekilde örgütlenme hakkının korunacağından söz edildiği, İLO 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Sözleşmesi’nin 1.maddesine göre ”İşçiler çalışma hususunda sendika hürriyetine halel getirmeye matuf her türlü fark gözetici harekete karşı tam bir himayeden faydalanacaktır. Böyle bir himaye bilhassa bir işçinin çalıştırılmasını, bir sendikaya girmemesi veya bir sendikadan çıkması şartına tabi kılmak; bir sendikaya üye olmayı yahut çalışma saatleri dışında veya işverenin muvaffaktı ile çalışma saatlerinde sendika faaliyetlerine iştirak etmesinden dolayı bir işçiyi işinden çıkartmak veya başka suret ile onu izrar etmek; maksatları güden hareketlere mütaallik hususlarda uygulanacaktır” şeklinde kurallara yer verildiği belirtilerek konuyla ilgili Anayasal ve uluslar arası düzenlemeler açıklanmıştır.
Mahkemece, işyerinde Mayıs 2015 döneminde başlayan sendika üyeliğinden toplu istifalardan ve … üyeliklerden söz edilmiş, 11/07/2015 tarihinde sendika temsilciliğine seçilen 11 işçinin iş sözleşmelerinin işverence feshedildiği buna tepki olarak davacıların ve iş yerinde çalışan diğer bir kısım işçilerin iş yerinde mesai saatleri dışında yemek ve çay molalarında ve işe giriş ve çıkış saatlerinde üretimi aksatmadan alkışlı ve sloganlı protestolarda bulundukları, 20/07/2015 tarihinde işveren tarafından bu eylemlerde öncülük ettiği tespit edilen ve yine …. üye olanlardan 12 kişinin bu sebeplerle iş akdinin feshedilmiş olduğu, bu durumu da protesto etmek ve işten çıkartılan arkadaşlarının yeniden işe iadelerini sağlamak için davacılar ve bir kısım çalışanların yemek ve çay molalarında, işe giriş ve çıkış saatlerinde işi ve üretimi aksatmayacak şekilde alkışlı ve sloganlı protestolarda bulundukları ancak iş yerinde yine aynı şekilde baskıların devam etmesi ve işten çıkartılan çalışanların işe iade edilmemesi ve kendilerinin de bu sebeple işten atılma baskısı altında olmaları ve bu korku içinde bulunmaları nedeni ile 20/07/2015 tarihinden 26/07/2015 tarihine kadar iş yerinde diğer çalışan işçileri ve üretimi engellemeyecek ve aksatmayacak şekilde üretim bölümleri dışındaki alanlarda oturarak çalışmadan bekleme şeklinde oturma eylemi yaptıkları, bu eylemin 6 gün sürdüğü, bu eylem sürecinde işverenin eyleme katılanların cep telefonlarına SMS göndererek idari izinli olduklarını belirterek eylemlerini sona erdirip işe başlamaları yönünde talepte bulunduğu, eyleme katılan çalışanların eyleme katılmayıp çalışmaya devam eden kişilere herhangi bir baskı ve müdahalede bulunmadıkları, 26/07/2015 tarihinde iş yerine çağrılan kolluk kuvvetleri tarafından eylem yapan kişilerin çıkartılarak eylemin sonlandırıldığı daha sonrasında işveren tarafından eyleme katılan sendikalı çalışanların cep telefonlarına SMS gönderilerek tekrar işe devam etmeleri hususunda görüşmek üzere iş yerine çağrıldıkları, iş yerine gelenlerin normal personel kartı ile giriş yaptırılmayarak güvenlik görevlileri tarafından misafir bölümünden içeri alındıkları, yapılan görüşmelerde bir kısım çalışanın işten atılan arkadaşlarının işe iade edilmeleri halinde ve kendilerine sendikal baskı uygulanmaması durumunda işe başlayabileceklerini belirtmeleri üzerine bu kişilerin güvenlik görevlileri çağrılarak iş yeri alanı dışına çıkartıldıkları ve bu şekilde iş sözleşmelerinin sona erdirildiği, eylemin sona erdiği gün 76 kişinin işten çıkartıldığı daha sonrasında bu eyleme katılmaları nedeni ile …. üyesi 242 kişinin iş akitlerinin sona erdirildiği işe başlatılan kişilerin işe başlamalarından kısa bir süre sonra … istifa ettikleri ve çoğunluğunun tekrar iş yerinde örgütlü önceki sendikaları olan … geçiş yaptıkları … üyesi olup çalışan kişi sayısının 2-3 kişi ile sınırlı kaldığı açıklanmış ve aynı durumda olan ve eyleme katılmış işçilerin bazılarının iş akdi feshedilirken bazıları ile çalışmaya devam edilmesinin eşit davranma ilkesine de açıkça aykırı olduğu, yapılan eylemin barışçıl nitelikte toplu eylem olarak demokratik hakkın kullanılması niteliğinde olması nedeni ile işveren tarafından yapılan feshin, sendika seçme özgürlüğü ve örgütlenme hakkına engel olmak amacı gerçekleştirildiği, işverenin oturma eylemi sürecinde çalışanların cep telefonlarına SMS göndererek kendilerinin idari izinli sayıldıklarını belirtmiş olması ve eylemin sona ermesinden hemen sonra kendilerini tekrar çalışmak üzere görüşmeye davet etmiş olması değerlendirildiğinde; davalı işverenin bu şekilde davranarak aslında oturma eylemini bir fesih sebebi olarak kabul etmediği, daha sonra feshin bu eyleme dayandırılması nedeniyle tutarlı davranmadığı, gerekçesiyle feshin geçersizliğinin tespiti ile 6356 sayılı yasa 25/5 maddesindeki düzenleme gereğince davacının başvurusu ve işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın ödenmesi gereken tazminat miktarının 1 yıllık brüt ücret tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davalıya ait işyerinde 30/12/2014 tarihinde işyerinde örgütlü ve yetkili olan …. ile bağıtlanan 01/09/2014 – 31/08/2017 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi mevcuttur.
İşyerinde Mayıs 2015 döneminde bazı işçilerin … istifa ederek Birleşik Metal İş Sendikasına üye oldukları bu arada işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinden yararlanmak için dayanışma aidatı dilekçesi verdikleri dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
… üye olanların işyerinde seçim yapmak suretiyle 6356 Sayılı Yasa anlamında olmasa da kendi içlerinden işyeri sendika temsilcilerini seçmeleri demokratik bir hak olup, davalı işverence temsilci olarak seçilen 11 işçinin iş sözleşmesinin feshi, sözü edilen işçiler bakımından sendikal nedenin varlığını ortaya koymaktadır. Dairemizce yapılan değerlendirmede salt temsilci seçilen işçilerin iş sözleşmelerinin 18/06/2015 tarihindeki toplu eylem sebebiyle feshedilmesi geçerli nedene dayanmadığı gibi, fesihlerin sendikal neden ile yapıldığını ortaya koyduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan, dosya içeriğine göre işyerinde 690 civarında işçinin toplu eylemlere katıldığı ileri sürülmesine rağmen 240 civarında işçinin iş sözleşmesi değişik nedenlerle feshedilmiş olup, toplu eylem nedenine dayalı fesihler bakımından davalı işverence eşit davranma borcuna aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren, eyleme katılan tüm işçiler arasında davacı işçinin eyleme katılarak üretimi aksatan, aksatmaları konusunda çalışanları tehdit eden ve eylemleri yönlendiren konumunda olduğunu yöntemince kanıtlayamamıştır. Bu itibarla toplu eylem nedenlerine dayalı olarak işverence yapılan feshin haklılığından söz edilmesi mümkün değildir. Ancak işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranması, geçerli nedeni ortadan kaldırmamaktadır. Sendikal neden ve geçerli neden yönlerinden gerekli araştırma yapılmalıdır.
Yukarıdaki paragrafta sözü edilen 11 işçi dışında kalan davacı işçiler bakımından feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ve dahi sendikal nedenin varlığı noktasında yapılan inceleme ve değerlendirmeler yeterli değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı işyerinde çalışan sayısı, her iki sendikaya üye olan ve üyelikten istifa eden işçi sayıları, dayanışma aidatı dilekçesi veren işçilerin sayısı, halen işyerinde …. üye işçi olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilmelidir. İşverenin yaptırdığı mahkeme ve noter tespitleri ile işçilere gönderilen SMS yazıları ve tanık beyanları dikkate alınarak, işveren tarafından işçilerin sendika seçme özgürlüğüne müdahale edip etmediği belirlenmelidir. İşverence işçilerin sendikal özgülüklerine müdahalede bulunulmadığı belli bir sendika yararına veya aleyhine bir tutum izlenmediği belirlenirse, aşağıda belirtilen fesih nedenlerine göre geçerli nedenin mevcut olup olmadığı ortaya konulmalıdır. İşverenin sendikayı seçme özgürlüğüne çeşitli yöntemlerle doğrudan veya dolaylı olarak müdahalede bulunduğu belirlendiğinde, kural olarak işçilerin buna karşı toplu eylem hakkının varlığından söz edilebilir. Ancak işverence işçilerin belli bir sendikaya üye olma veya olmama noktasında yönlendirildiğinin tespiti halinde dahi, işçilerin buna karşı tepkilerini barışçıl ve demokratik bir biçimde ortaya koyup koymadıkları değerlendirilmeli ve ölçülü şekilde kullanılıp kullanılmadığı ele alınmalı sonucuna göre feshin geçerli olup olmadığı belirlenmelidir.
26/07/2015 tarihli fesih bildirimlerinin bazılarında 20-26/07/2015 tarihleri arasında işyerinde yapılan ve kolluk güçleri tarafından müdahale ile sonlandırılan toplu eyleme katılınması, bazılarında ise aynı eylemlerin yanı sıra 18/06/2015 tarihli toplu eylem gerekçe gösterilmiştir.
27/07/2015 tarihli fesih bildirimlerinde ise 18/06/2015 tarihli toplu iş yavaşlatma eylemine katılınması ve 20-26/07/2015 tarihleri arasında işyerinde yapılan ve kolluk güçleri tarafından müdahale ile sonlandırılan toplu eyleme iştirak olunması nedenlerine dayanılmıştır.
03/08/2015 tarihli fesihlerde ise 20-26/07/2015 tarihleri arasında işyerinde yapılan toplu eylemlere katılınmasına rağmen iş sözleşmesinin feshedilmediği ve idari izinli sayıldığı açıklanmış, işbaşı yapması gereken tarihte işe gelmesine rağmen arkadaşları işe alınmadığı sürece işbaşı yapmayacağının söylendiği ve işyerini terk etmesi üzerine iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği bildirilmiştir.
12/08/2015 tarihli fesihlerde, Ağustos ayı içinde devamsızlık nedenlerine dayanılmış ve İş Kanunu’nun 25/2 (g) maddesine dayanılmıştır.
27.08.2015 tarihli fesih yazılarında ise yine Ağustos ayı içindeki devamsızlığa dayalı fesihlerden söz edilmiştir.
08/09/2015 tarihli fesih yazısında, Ağustos ayı içinde işçinin devamsızlıkta bulunduğu sonradan işgöremezlik belgesi gönderdiği ancak 28.08.2015 tarihinden sonra işe gelmediği belirtilerek haklı fesih nedenine dayanılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı işveren işçilere yönelik olarak farklı tarihlerde birbirinden çok farklı fesih nedenlerine dayalı olarak fesih yoluna gitmiştir. Feshe konu olayların bazılarıyla ilgili olarak işverence mahkemeden tespit talebinde bulunulmuş ve noter tespiti işlemleri yaptırılmıştır.
Mahkemece her bir davacı işçi bakımından fesih nedenine göre değerlendirme yapılmamıştır. Her bir davacı işçi bakımından fesih nedeni ile bağlı kalınarak öncelikle iddiaya konu fesih yönünden deliller değerlendirilmeli, varsa eylemin barışçıl ve demokratik olup olmadığı, davacı işçi eyleme katılmışsa eylemin süresi belirlenmek suretiyle ölçülü biçimde kullanılıp kullanılmadığı değerlendirmeye alınmalıdır. Devamsızlığa dayanan fesih nedenleri bakımından da deliller ayrıca değerlendirilmelidir. Tanık beyanları da her bir dava özelinde davacıya özgü fesih nedeni yönünden ele alınmalıdır. Dosya kapsamına göre her bir fesih nedeni ve delil durumu değerlendirilmek suretiyle iç hukuk ve uluslar arası hukuk yönlerinden somut olaya özgü değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
F) HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile; temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.