Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/35217 E. 2020/17939 K. 09.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/35217
KARAR NO : 2020/17939
KARAR TARİHİ : 09.12.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 28.06.2008-11.09.2014 tarihleri arasında güvenlik vardiya amiri olarak çalıştığını, en son maaşının net 1.520,12 TL olduğunu, 170,00 TL yol parası verildiğini, yemeğin davalı tarafça karşılandığını, davacının 01.05.2014 tarihine kadar 2 gün gece, 2 gün gündüz, 2 gün dinlenme sistemi ile çalıştığını, gündüz 08.00-19.00, gece 19.00-08.00 saatleri arasında sürekli fazla çalışma yaptığını, ayrıca ayda 5-6 defa 24 saat çalıştığını, denk gelen tatillerde de çalıştığını, 01.05.2014 tarihinden itibaren ise 1 gündüz, 1 gece, 2 gün dinlenme sistemine geçildiğini, fazla mesai karşılığının ödenmediğini, davacı ile birlikte 4 işçinin işten çıkarıldığını, işe iade davası açtığını, dava sonunda feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini, kesinleşen işe iade kararı üzerine davalı işverene işe iade başvurusunda bulunduğunu, işyerine gittiğinde işe başlatılmadığı gibi davalı işverenlik tarafından tüm işçilik alacakları bakımından bir sulh ve ibra protoklü imzalanması hususunda baskı ve dayatma yapıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, bayram ve genel tatil ücreti, işe başlatmama tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının açtığı işe iade davasının kesinleştiğini, feshin geçersizliğinin sabit hale geldiğini, davacının süresi içerisinde işe davet edildiğini, ancak işe başlama iradesinin samimi olmadığını, mahkemece sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespit edilmiş olmasından dolayı davacının feshe dayalı talepte bulunamayacağını, davacının fazla çalışma yapmadığını, yapması halinde bordrolara yansıtılarak ödendiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenip ödenmediği uyuşmazlık konusudur. Davalı davacı işçinin imzasını taşıyan kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin imzalı ödeme belgeleri ibraz etmiştir, davacı taraf bu belgelere ilişkin açıklamada bulunmadığı gibi Mahkemece de bu belgeler değerlendirilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, dosyada mevcut kıdem ve ihbar tazminatı ödeme belgelerine ilişkin olarak davacı vekilinden açıklama talep etmek, gerekirse davacı asili bizzat dinlemek, belgelerdeki imza inkar edilirse imza incelemesi yaptırmak, kısaca söz konusu belgelerin geçerliliğini denetleyip oluşacak sonuca göre karar vermektir.
3-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının gece vardiyasında 20.00-08.00 saatleri arasındaki çalışması 11 saatten fazla olmasına rağmen, yukarıdaki ilkelere göre ara dinlenmenin en az bir buçuk saat olarak kabul edilmesi gerekirken, ara dinlenmenin bir saat kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine 09.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.