Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/35051 E. 2018/768 K. 22.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/35051
KARAR NO : 2018/768
KARAR TARİHİ : 22.01.2018

….
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 02.05.2011 tarihinden itibaren davalı işyerinde boya operatörü olarak çalışmaya başladığını, 12.01.2016 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, haksız ve geçerli nedene dayanmaksızın iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğinin tespitini, müvekkilin işe iadesini ve yasal sonuçlarına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 2015 yılı içinde 67,5 saat sebepsiz devamsızlık,45 saat vizite,3 saat ücretsiz izin 157,5 saat SGK istirahati aldığı , işgücü ve iş yeri başarısını olumsuz etkilemesi sebebi ile İş kanunun 18. maddesi kapsamında 08.01.2016 tarihinde savunması alındıktan sonra 12.01.2016 tarihinde işveren vekili tarafından feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak bildirim süresi içinde kalsa bile işçinin sık sık rapor alması işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, işçinin iş sözleşmesi bildirimli veya süreli olarak feshedileceğini, bu durumda fesih geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25.maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.

İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlardan biri de sık sık hastalanarak rapor almadır. Sık sık rapor alma halinde, işveren aralıklı da olsa işçinin iş görme ediminden faydalanamayacaktır. Sık sık hastalanan ve rapor alan işçinin, bu nedenle devamsızlığının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı açık bir olgudur. İş Kanunu’nun gerekçesinde sık sık hastalanmanın yeterlilikten kaynaklanan neden olarak örnek kabilinden sayılması, işyerinde olumsuzluklara yol açtığının kabul edilmesindendir.
Diğer taraftan, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen 6 iş günlük nispi ve bir yıllık mutlak hak düşürücü süre aynı yasanın 25. maddesinde ki haklı nedenlerle bildirimsiz fesihlerde uygulanacak olup, 18 ve devamı maddelerinde düzenlenen geçerli fesih hallerinde uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kısaca 26. maddedeki hak düşürücü süre, işçinin 24. maddenin 2. fıkrasına ve işverenin 25. maddenin 2. fıkrasına dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Yoksa işverenin geçerli nedene dayanan fesihlerinde 26. maddede öngörülen hak düşürücü sürelerin işlemesi düşünülemez. Ancak geçerli nedenlerle fesih beyanı da, yenilik doğurucu bir hak olması nedeni ile bir hak düşürücü süreye tabi tutulması kaçınılmazdır. Yargıtay bu süreyi, makul bir süre olarak belirlemiş ve işverenin feshe konu geçerli nedeni öğrendikten sonra, fesih hakkını makul süre içinde kullanması gerektiğini, bu süre geçtikten sonra yapılan feshin geçersiz olacağını belirtmiştir(9. HD. 12.9.2005 gün ve 2005/24429 Esas, 2005/29361 Karar). Geçerli fesih nedeninin doğmasından sonra, feshin etkisizleştiği ve geçersizliğini yitirdiği sonucunun çıkarılabilmesi için ne kadar bir süre geçmesi gerektiği konusunda mutlak bir süre verilemez. Haklı neden için öngörülen 26. maddede belirtilen süre de ölçü olamaz. Süre unsuru, somut olayın özellikleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Özellikle davranış ve yeterlilik nedeni ile fesihte, fesih hakkının kullandığı anda işçinin feshe konu edilen davranışı iş yerinde olumsuzluklara neden olmaya devam ediyor ve iş yerinde iş ilişkisinin devamını etkiliyorsa, bir anlamda işçinin davranışı veya diğer geçerli nedenler etkisini yitirmemiş ise, makul süre geçmediğinin kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı iş yerinde boyacı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, sık sık rapor alarak iş akışını olumsuz etkilemesi gerekçesi ile feshedilmiştir. Dosya içeriğine göre, davacı işçinin davalıya ait işyerinde yaklaşık 4 yıl 8 ay çalıştığı, davalının sunduğu tabloya göre en son 2015 yılı Ağustos ayında istirahat aldığı görülmüş olup, iş sözleşmesinin 12/01/2016 tarihinde feshedildiği en son rapora göre feshin makul süre içinde yapılmadığı gibi feshin geçerli nedene dayandığının kanıtlanamadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
F)Sonuç:
Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞE İADESİNE,
4-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

5-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
6- Alınması gereken 35.90 TL. karar harcından davacının yatırıdğı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile 06,70 TL. bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacı tarafından yapılan harçlar dahil 307.70 TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine
8- -Davacı vekil ile temsil eidldiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre takdir olunan 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine
9- Taraflarca yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştikten sonra talep halinde taraflara iadesine,
10- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 22 /01 /2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…..