Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/32735 E. 2020/16789 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/32735
KARAR NO : 2020/16789
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı iş yeri himayesindeki … Avm’de 01/12/2010 yılında 890 TL net maaşla çalışmaya başladığını, günde 8 saat ve cumartesi günleri de dahil olarak 6 gün çalıştığını, davalı iş yerinde 3 yıl 6 ay vardiyalı olarak saat 07.00 dan 15.00 kadar bazen de 15.00 dan 23.00’a kadar çalıştığını, davacının bazen de temizlik işleri dışında da yönetimin işidir diyerek sabaha kadar stant kurdurulduğunu, davacının evli olup aile ve çocuklarına bakmakla yümüklü olduğundan sesini çıkarmayarak amirlerinin verdiği her işi yapmak zorunda kaldığını, davalı iş yerinde son zamanlarda personel müdürünün hakaretlerine uğradığını, davacıya kasıtlı olarak seni işten atarım, seni gönderirim gibi tabirler kullanılarak tehdit edildiğini, ağır çalışma koşulların sahip iş yerinde fazla mesai ücretlerinin ödenmediği yönünde defalarca davalı işyerine başvurduğunu, işçilik hak ve alacaklarının kendisine ödenmediği gibi hiçbir neticede alamadığını, iş yerinde personel müdürü tarafından hakaretlere maruz kalması nedenleriyle iş akdini 19/06/2014 tarihinde Bakırköy 11. Noterliği aracılığıyla 17390 yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek hak ve alacaklarını talep ettiğini ve işverene ihbarda bulunarak haklı nedenle istifa ettiğini, ancak davalı işverenin gönderilen ihtarnameye cevap verilmediğini, davacının işçilik hak ve alacaklarını zayi etmek istediğini, davacı yanın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, resmi bayram tatil ücreti, hafta sonu çalışma ücreti, yol ve yemek ücretleri, yıllık izin ücreti ve 1 aylık maaş alacağının da ödenmediğini, iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu bu sebepten 1.000,00 TL kıdem tazminatı, 400,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL asgari geçim indirimi ücreti, 1.000,00 TL fazla çalışma ücreti, 250,00 TL yıllık ücretli izin alacağı, 100,00 TL dini milli bayram ücret alacağı, 100,00 TL hafta sonu tatili ücreti, 100,00 TL yol 60,00 TL yemek ücreti, 890,00 TL maaş ücreti alacaklarının davalı tarafça tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı yan ile davalı şirketler arasında yapılan Transfer Sözleşmesi gereğince davacının 01/03/2014 tarihinden itibaren … Servis Tesis Yönetim A.Ş. bünyesinde çalışmayı kendi rızası ile kabul ettiğini, söz konusu sözleşme gereğince firma değişikliğinde işçinin geçmişten gelen çalışma dönemi boyunca kazanmış olduğu tüm haklarının şirkete devredildiğini, davacının yeni şirkete geçişinin tüm yasal hakları ile birlikte sağlandığını, bu nedenle söz konusu davada … Servis Otel Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.’nin davalı olarak hasım gösterilmesinin mümkün olmadığını, davacının davalı şirket bünyesinde … Hizmet Projesinde hizmet verdiğini, davacının söz konusu projede hizmet vermiş olduğu dönem içerisinde, gerek şirket bünyesindeki çalışmalarında gerekse diğer personellerle var olan ilişkilerinde çok defa sıkıntılar yaşanmasına sebep olduğunu, keza davacının çalışmakta olduğu Real Alışveriş Merkezinde müşterilerin alış veriş esnasında 1 TL ücret karşılığında kullanmış olduğu alışveriş arabalarında bulunan bozuk para haznesindeki demir paraları kendi yapmış olduğu aparat ile aldığını, demir paraları cebine koyarken bu durumun tespit edildiğini, davalı şirket yetkililerine bildirildiğini, davacıdan savunmasının istendiğini ancak kendisinin savunma vermekten kaçındığını, buna ilişkin şirket yetkilileri tarafından tutulan tutanakların mevcut olduğunu, davalı şirketin davacının mağdur olmaması bakımından iş akdini feshetmediğini, davacı hakkında suç duyurusunda bulunmadığını, Personel Müdürü tarafından kendisine hakaret edildiği yönünde iddialarda bulunduğunu, söz konusu iddiaların gerçeklikten uzak ve kötü niyetli olduğunu, davacının savunma yapmaktan kaçındığını, davacının fazla mesai ücret alacağı bulunmadığını, yoğunluk nedeniyle nadiren fazla çalışmalara ilişkin ücretlerin ödendiğini, davalı şirket tarafından davacının çalışmış olduğu dönem içerisinde hak etmiş olduğu yıllık ve dini – milli bayram izinlerinin kendisine kulladırıldığını, davacı yan istifa etmeden önce kendisine zaten bütün hak ve aacaklarını ibraname verilmeden önce ödendiğini, maaşlarının tam olarak verildiğini yasal haklarının kullandırıldığını, davacının tazminat ve alacak kalemlerine ilişkin taleplerinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu , savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin sona erme şekli konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu’nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde temizlik işleri dışında da yönetimin işidir diyerek sabaha kadar stant kurdurulduğunu, davacının evli olup aile ve çocuklarına bakmakla yükümlü olduğundan sesini çıkarmayarak amirlerinin verdiği her işi yapmak zorunda kaldığını, davalı iş yerinde son zamanlarda personel müdürünün hakaretlerine uğradığını, davacıya kasıtlı olarak seni işten atarım, seni gönderirim gibi tabirler kullanılarak tehdit edildiğini, ağır çalışma koşulların sahip iş yerinde fazla mesai ücretlerinin ödenmediği yönünde defalarca davalı işyerine başvurduğunu, işçilik hak ve alacaklarının kendisine ödenmediği gibi hiçbir neticede alamadığını, iş yerinde personel müdürü tarafından hakaretlere maruz kalması, ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesinde davacının şahsi gerekçelerle istifa ettiğini savunmuştur.
Dosya kapsamında davacının istifa dilekçesinde ” ..özel nedenlerden dolayı 15.06.2014 tarihinde istifa ediyorum… ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı sebeple feshedildiği, fesih sebebi ve şekli itibari ile davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir. Ancak istifa dilekçesinde, şahsi gerekçelerle iş sözleşmesinin sona erdirildiği iddia edildiği gibi, davacının istifa dilekçesini yazarken iradesinin fesada uğratıldığı konusunda dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı “…özel nedenlerden… ” şeklindeki açıklama ile iş sözleşmesini feshetmiş olduğundan, fesih gerekçesi ile de bağlı olduğu gözetilerek haklı sebebi kanıtlaması gerekmekte ise de, davacının dava dilekçesindeki iddiası işverence iş sözleşmesinin feshedildiği yönünde olup; mahkemece, davacı iradesine aykırı olarak şekilde iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabul edilmesi de hatalı olmuştur. Davacının iş sözleşmesinin haklı hiçbir sebep olmaksızın istifa etmek suretiyle sona erdiğinin kabulü ile kıdem tazminatı isteminin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı vekili dosyaya sonradan sunulan yol ücretlerinin ödendiğine dair sunulan belgelerin sunumu ödeme itirazı mahiyetinde olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, belgelere karşı davacının diyecekleri sorulduktan sonra gerekirse ek rapor alınmak suretiyle dava konu isteklerden yol ücreti talebi bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.