Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/32474 E. 2020/16687 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/32474
KARAR NO : 2020/16687
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … Tabildot Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı işyerinde 16/11/2009 tarihinde garson olarak işe başladığını 15/08/2011 tarihe kadar çalıştığını, davalı işveren tarafından haksız bir şekilde iş akdinin feshedildiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … Tabildot Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekili, davacının 14/08/2011 tarihinden itibaren izinsiz ve haber vermeden işe gelmediğini, buna dair tutanak tutulduğunu, davacının işçilik alacaklarını ödediklerini, kıdem tazminatı hakkı olmadığını savunarak haksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın davalı …Ş. yönünden feragat nedeniye reddi ile davalı … Tabildot Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı … Tabildot Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı … Tabildot Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanun’un 2’nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasa’da önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasa’nın 17’nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasa’da, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasa’da genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17’nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda;mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmişse de, bu sonuca ulaşmasına yol açan Çalışma İl Müdürlüğü’ne yapılan şikayet olayı fesihten önce değil davalı işverence yapılan fesihten sonra gerçekleştiğinden şatları oluşmayan kötüniyet tazminatının reddi yerine kabulü hatalıdır.
3-Mahkemece asgari geçim indirimi alacağının ödenmediği gerekçesiyle bu istemin kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu sonuca nasıl ulaştığı anlaşılamamıştır. Dosyada mevcut kök bilirkişi raporunda davacıya asgari geçim indirimi ödemesi yapıldığı tespitinde bulunulmuş olup, bordro içerikleri ve banka ödemeleri karşılaştırıldığında davacıya asgari geçim indirimi ödemesi yapıldığı izlenimi edinilmektedir. Mahkemece asgari geçim indirimi alacağının ödenmediği sonucuna nasıl varıldığı karar gerekçesinde denetime elverişli olarak açıklanmalıdır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4- Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin işyerindeki hizmet süresi uyuşmazlık konusudur.
Dava konusu tazminat ve işçilik alacakları bakımından hesaplamaya esas alınacak hizmet süresi tartışmalı olup dosya kapsamına göre bu konuda devam eden bir hizmet tespit davasının bulunduğu anlaşılmaktadır.Açılan hizmet tespit davası davacının iş kanunundan doğan tazminat ve alacaklarını doğrudan etkilediğinden, bu istekler için ön sorun oluşturduğundan hizmet tespiti davası sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile açılan hizmet tespit davası bekletici mesele yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.