Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/31552 E. 2017/19088 K. 27.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/31552
KARAR NO : 2017/19088
KARAR TARİHİ : 27.11.2017

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 19.10.1998 tarihinden, iş sözleşmesinin sonlandırıldığı 05.04.2016 tarihine kadar … sistemi uzmanı olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca performansının yüksek olduğunu ve başarılı bir çalışan olduğunu, iş sözleşmesinin sosyal medyada yayınladığı haber ve yazılarda Cumhurbaşkanına, Başbakana ve çalışma arkadaşlarına hakarette bulunması nedeniyle savunması alınmadan iş akdinin feshedildiğini, davacının mesleki yeterliğinin üst düzey olan iş ahlakı etiğine sahip, profesyonel olarak mesleğini icra eden, bağlılık ve doğruluk kurallarına uygun davranan ve davalı tarafa önemli menfaatler sağlayan bir çalışan olduğunu, çalıştığı süre içerisinde işini gereği gibi yerine getirdiğini, davalı tarafın fesih bildiriminde belirttiği hususta hiçbir somut delil ve belge olmadığını,4857 Sayılı İş kanunu 20.maddesi gereği fesih sebebi ve dayanağının davacı çalışana bildirilmediğini, haklı ve geçerli olmadığını, davalı şirketin iddia ettiği gibi bir durumun söz konusu olmadığını, fesih bildiriminin 6 günlük hak düşürücü sürede yapılmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, boşta geçen süre yönünden 4 aylık ücreti ile işe başlatılmaması halinde 8 aylık brüt ücretin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Vekili, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenle 4857 sayılı yasanın 25/II e maddesi gereğince yapıldığını, davacı işçinin yönettiği facebook hesabından paylaşmış ve yazmış olduğu bir takim yazı ve haberlerde TC Cumhurbaşkanına, Başbakanına ve çalışma arkadaşlarına yönelik hakaret içeren bir takım yazı ve haberlerin müvekkil şirket ve yayınlarının itibar ve şöhretine halel getirmesi ile doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, yüzlerce çalışanı olan müvekkil şirkette çeşitli siyasi görüşe sahip olan çalışanlar arasında da gerilime yol açtığını, davacının davranışlarının iş yerinde çalışma ortamının zarar görmesine sebep olduğunu, işveren tarafından davacının iş akdinin devamının çekilmez hale gelmesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, işe iade dava dosyası kapsamından davacının davalı taraf nezdinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 15 yıldan fazla bir süredir çalıştığı, davalı taraf nezdinde çalışan işçi sayısının otuzdan fazla olduğu, iş sözleşmesinin fesih tarihine göre davanın 30 günlük yasal süresi içinde açıldığı, davacının iş yerinin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili olmadığı anlaşılmakla,iş güvencesinden yararlandığını tespit ederek, davalı işveren tarafından yapılan,iş sözleşmesinin feshine ve davacı işçinin işten çıkarılmasına dair işlemin, İş Hukuku mevzuatına, işten çıkarma usul ve prosedürüne, çalışanlar arasında eşit davranılması ve feshin son çare olması ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle, davacının talebi açısından, sübut bulan davasının kabulü ile davacının işe iadesine, boşta geçen süre ücretinin 4 maaş tutarında ve kıdemine (15 yıldan fazla) göre, işe başlatmama tazminatının 6 aylık maaş tutarında belirlenmesine, karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir.
İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.
Diğer taraftan “haklı fesih sebebinin feshe yetkili makam tarafından öğrenilmesinden itibaren 6 iş günlük hak düşürücü süre içinde feshedilmemesi feshin haklı olma özelliğini ortadan kaldırsa da geçerli olmasına etkili değildir.”(9.H.D., E:2004/19817 – K:2004/28288-20.12.2004)
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere davacının sosyal paylaşım sitesinde kendi hesabından fesih tarihinden iki ay önce 2016 yılında bir kez, 2015 yılında ise birden fazla paylaşımda, eleştiri sınırlarını aşan, “…ülkenin içine sıçmakla görevlendirilen arkadaş ’KİMSE TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ SINAMAYA KALKMASIN”, “Bu ‘Ağacın Genci’ olan…Müsteşarı ne iş yapar” ‘Ayyaş olmayan’ iki o… çocuğunun ülkeyi soktuğu hale bak”, “Genel Müdür” diyordu artık demiyor çünkü elinde özel kalem müdürü gibi Başbakan var”, “% 40 küsür oy alan her Dingil Türkiye’nin yönetim şeklini değiştirecekse vay halimize” ve “41 yıllık hayatımda çok yavşak gördüm ama iktidar olanlarını ikinci kez görüyorum” şeklindeki sosyal medyada yer alan açıklamalarda bulunduğu, bu paylaşımın eleştiri düzeyini aştığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesinin Cumhurbaşkanına ve hükümete yönelik hakaret içeren sosyal paylaşımları nedeniyle tazminatsız feshedilmiştir. Paylaşımlarının eleştiri sınırlarını aştığı, hakaret boyutunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı basın işinde çalışan bir kişidir. Davacının bu davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı sabittir.
İşyeri dışında söylenen bu sözler nedeni ile feshin haklı nedene dayanmadığı yönünde gerekçe kabul edilse dahi, davacının bu davranışları işyerinde olumsuzluklara neden olmuş ve işveren açısından iş ilişkisinin sürdürülmesi beklenemez bir hal almıştır. Feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Bu nedenle davanın reddi gerekir. Mahkemece yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 27.11.2017 oybirliği ile karar verildi.