Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/28847 E. 2020/12495 K. 20.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28847
KARAR NO : 2020/12495
KARAR TARİHİ : 20.10.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 27.09.2011-05.11.2014 tarihleri arasında üretim tesislerinde çalıştığını, son aylık ücretinin 2.000,00 TL olduğunu, çalışılan ortamın aşırı yetersiz, rutubetli ve sağlıksız olduğunu, işyerinde son dört yıldır sorunsuz olarak çalışan davacının sorumlu müdürün sekiz ay önce değişmesi ile sorumlu müdür tarafından davacıya sistemli olarak mobbing uygulandığını, davacının yeni sorumlu müdürlerin gelmesi ile gece vardiyasında çalıştırılmaya başlandığını ancak gece çalışma fark ücretinin ödenmediğini, davalının işçileri günde 7,5 saat üzerinden ücretlendirdiğini oysa davacının günde on saat çalıştığını, fark ücretlerin ödenmediğini, maaşlardan sürekli kesinti yapıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin devamsızlığı sebebi ile tutanaklar tutularak sona erdirildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını, dilekçede belirtilen istifa sebeplerinin asılsız olduğunu, haftada yedi gün açık olan işyerinde vardiya usülü ile çalışıldığını, mesailerin bordroya yansıtılarak ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasıdaki uyuşmazlık davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.12.2011-30.08.2012 tarihleri arasındaki ücret bordrolarında fazla mesai tahakkuku bulunmadığı, bu dönem dışındaki tüm bordrolarda fazla mesai alacağının tahakkuk ettiği belirtilerek 01.12.2011-30.08.2012 tarihleri arasındaki dönem bakımından fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Dosya kapsamında bulunan 01.12.2011-30.08.2012 tarihleri arasındaki imzalı bordrolarda da fazla mesai alacağının tahakkuk ettiği ve ödendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece davacının ödenmeyen fazla mesai alacağının bulunmadığının kabulü ile fazla mesai alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabulü yerinde ise de; iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.