Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/28138 E. 2020/12796 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/28138
KARAR NO : 2020/12796
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan … Park Evleri Toplu Yapısı Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 15.09.2007-23.07.2012 tarihleri arasında davalı asıl işveren … işyerinde özel güvenlik görevlisi-devriye şöförü olarak çalıştığını, çalışma saatlerinin 2 gündüz 08.00-20.00 saatleri arasında ve 2 gece 20.00-08.00 saatleri arasında çalıştığını ve 2 gün izin yaptığını, haftada 2 gün 24 saat kesintisiz çalıştığını, davacının yasaya aykırı olarak gece çalışması sınırının üzerinde çalıştırıldığını ve davacıya fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, aylık ücretinin net 1.000,00 TL olup asgari geçim indirimi, yol parası, yemek parası, vs. karşılığı çalıştığını, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını, davalı alt işverenin güvenlik hizmetlerini hizmet akti uyarınca yerine getirdiğini ve davacının asıl işverenin emir ve talimatlarına uygun olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunu iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalı …, husumet itirazında bulunmuş, özel güvenlik elemanı olarak çalışan davacının diğer davalının işçisi olduğunu, 24-25-26-27-28-29.07.2012 tarihlerindeki devamsızlığı sebebi ile 30.07.2012 tarihli ihtarname ile işten çıkarıldığını, davacının ücretinin asgari ücret olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin bordrolarla ödendiğini, davacının kıdem tazminatı hakkını kaybettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde davacının iş aktinin 30.07.2012 tarihli ihbarname ile devamsızlığı sebebi ile feshedildiğini, davalıların katıldıkları 23.07.2012 tarihli toplantıda davacının işi bıraktığını, gelmeyeceğini tüm çalışanlar önünde beyan ettiğini, ardından devamsızlık yaptığını, işe başlama tarihinin doğru olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, Temmuz 2012 hak edişinin ve fazla mesailerin ödendiğini, işyerinde vardiya usülü çalışıldığını, elden ücret ödemesi yapılmadığını, yıllık izin ücretinin banka hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalı … vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı …’nin tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren-alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt işveren-asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır. (Dairemizin 09.06.2008 gün ve 2007/40942 Esas, 2008/14420 Karar sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta, davalılar arasında güvenlik hizmet alım işinin yapılması için sözleşme yapıldığı, davacı işçinin işvereni olan şirketinin bu işi üstlendiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının iş sözleşmesinin davalı alt işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiği de dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemenin davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve davacının iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiği yönündeki kabulü dosya içeriğine uygun ise de; kıdem tazminatı dahil olmak üzere işçilik alacaklarının tamamından alt işveren ile asıl işverenin birlikte sorumlu tutulması (son alt işverenin sorumluluğunu sınırlamadan) gerektiğinin gözetilmemesi müşterek ve müteselsil sorumluluğa hükmedilmemesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.