Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/2541 E. 2019/12567 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2541
KARAR NO : 2019/12567
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı DHMİ Atatürk Havalimanında 01/01/2010-06/09/2012 tarihine kadar güvenlik görevlisi olarak davalı Yeniyıl Özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti.nde sigortalı gösterilerek diğer davalının görev ve yetki sahasında çalıştığını, ayda ortama 2.000 TL maaş ödenirken son aylarda maaşının 1.300 TL’ye düşürüldüğünü, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, iş aktini fazla mesai ücretlerini ve haklarını alamadığı için Bakırköy 20. Noterliği’nin 06/09/2012 tarihli fesih ihtarı ile haklı nedenle sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret kesintisi, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı DHMİ vekili, yüklenici firmanın teknik şartnamenin 6. Maddesinde belirtilen niteliklere uymadığını tespit ettiği bazı personellerin sözleşmelerini feshettiğini, bu hususun müvekkili idare ile ilgili bir husus olmadığını, yüklenici firmanın sorumluluğunda bulunduğunu, davacının ise iş aktini kendi isteği ile sona erdirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili, davacının 07-08-09/09/2012 tarihinde vardiya nöbetine gelmediğinin tutanaklarla tespit edildiğini, 11/09/2012 tarihi itibari ile 4857 sayılı yasanın 25/II-g fıkrası gereğince iş aktinin haklı nedenle feshedildiğini, bordroda gösterilen ücretle çalışıldığını, tüm ücretlerinin ödendiğini, fazla mesai ücreti, genel tatil, hafta tatil ücreti alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdini 4857 sayılı İş Kanunu’nu 24/II-e maddesi gereğince haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
6100 sayılı HMK’nın 25. maddesi uyarınca hakim Kanunda öngörülen istisnalar dışında iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz. Bu düzenleme vakıa ile bağlılık ilkesi olarak kabul edilmektedir. Maddi vakıayla bağlılık kuralı gereğince hakim tarafların maddi vakıayla ilgili söylediği olguları dikkate almak zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı 06.09.2012 tarihli fesih ihtarnamesinde 2011/Şubat ayından itibaren fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, dava dilekçesinde de ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, 2011/Şubat ayı öncesi için de fazla mesai hesabı yapan bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi HMK’nın 25. maddesinde düzenlenen maddi vakıa ile bağlılık ilkesine aykırıdır.
Ayrıca, dosyada mevcut imzalı ücret bordrolarının bir kısmında fazla mesai tahakkuklarının bulunduğu görülmüştür. Mahkemece, söz konusu ücret bordroları dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.