Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/24464 E. 2016/15870 K. 19.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24464
KARAR NO : 2016/15870
KARAR TARİHİ : 19.09.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının bel fıtığı nedeni ile sağlık raporu aldığını, 25/05/2007 – 01/06/2007 tarihleri arasında iş göremezlik belgesi aldığını, raporun sona ermesinden sonra işyerine gittiğinde işe başlamasına izin verilmediğini, 15/06/2007 tarihi itibariyle işine son verildiğinin işveren tarafından bildirildiğini, yine bu tarihlerde davacı haklarını isteyince işverenin çalışanlarının davacıyı darp ettiğini, davacının darp nedeni ile suç duyurusu yaptığını, davacının sigorta çıkışının 08/02/2007 tarihinde yapıldığının tespit edildiğini, davacının raporlu olmasına rağmen işyerinden çıkışının yapıldığını, Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne şikayet ettiklerini, 18/06/2007 tarihli 15221 yevmiye sayılı ihtarla davacının alacaklarını istendiğini, ama ödenmediğini, davacının hafta içi 08:00-18:30 saatleri arasında çalışması konusunda anlaşmalarına rağmen işe girdiği tarihten itibaren akşam eksiksiz olarak 20:00’ye kadar çalıştırıldığını, Cumartesileri de fazla mesai yaparak 08:00-18:00 saatleri arasında eksiksiz ve istisnasız çalıştırıldığını, işe girişinden beri hiç bir şekilde fazla mesai ücreti ödenmediğini, dini bayramların 1. ve 2. günleri hariç çalıştığını, milli bayramların tamamında çalıştığını, hiç bir ücretli izninin kullandırılmadığını veya ücretinin de ödenmediğini, işine son verildiği tarihten geriye doğru 5 aylık ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 28/02/2007 tarihinde bel fıtığı nedeni ile işyerinden ayrılmak istediğini belirttiğini ve bu tarih itibariyle SSK’dan çıkış işlemlerinin yapıldığını, 01/03/2007 tarihinde davacıya tüm alacaklarının nakten elden ödendiğini, ödemeye dair davacının ibraname imzaladığını, davacının 1 hafta sonra gene işyerine gelerek yeniden çalışmaya başlamak istediğini söylediğini, maddi sıkıntı içinde olduğunu, SSK ödemelerinin kendisine yapılmasını istediğini, böylece 19/06/2007 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğü, 19/06/2007 tarihinde Savcılık’a intikal eden olay sonrasında işten ayrıldığını, çalışma saatlerinin hafta içi 5 gün 08:00-18:30 arası olup Cumertesi – Pazar günleri çalışma bulunmadığını, davalı işverenlikte neredeyse hiç fazla mesai yapılmadığını, genel tatillerde davalı işverenlikte asla çalışma yapılmadığını, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2013/2114 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, Yargıtay bozma ilamı, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi ek raporu göz önüne alınarak, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı talepleri hakkında dosyaya uygun bilirkişi raporunun da göz önüne alındığı gerekçesi ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, sair talepler hakkında yeniden hüküm kurulmamıştır.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi,
Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMK.nun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmesi gerekir.

Dairemizin 29.09.2014 tarihli bozma ilamına yerel Mahkemece uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde, bozma ilamı sonrasındaki kazanılmış usuli müktesep hak da korunmak suretiyle, dava konusu yapılan tüm alacak kalemleri hakkında hüküm kurulması gerekirken, ücret, fazla mesai ücret, hafta ve genel tatil ücret alacakları konusunda bozma sonrası Mahkeme tarafından verilen kararda bir hüküm kurulmaması anılan usul kuralına aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.