Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/22572 E. 2020/12622 K. 20.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22572
KARAR NO : 2020/12622
KARAR TARİHİ : 20.10.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren … Belediye Başkanlığı bünyesinde alt işverenler nezdinde temizlik işçisi olarak kesintisiz çalıştığını, kayden işvereni görünen şirketin kurumla yapılan ihale ile hizmet verdiğini ve ihale süresinin bitmesi üzerine iş akdinin ihale yüklenicisi alt işveren tarafından bildirim süresine uyulmaksızın haksız olarak feshedildiğini, ancak haksız fesih nedeniyle hak etmiş olduğu tazminat ve alacakların kendisine ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, genel tatil ücreti alacağı ile asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu gereğince belediye sınırları içerisinde çöp toplama ve nakli, kent temizliği işinin gerçekleştirilmesi için hizmet alımı ihalesinin yapıldığı ve ihale yüklenicisi şirket ile geçerli hizmet alımı sözleşmeleri imzalandığını, davacının … Belediye Başkanlığı’nın taraf olduğu hizmet sözleşmeleri gereğince farklı yükleniciler bünyesinde çalışmış olduğundan işe alınması ve işten çıkartılması ile ilgili olarak Süleymanpaşa Belediyesi tarafından alınmış veya uygulanmış herhangi bir karar bulunmadığını, 6360 sayılı Kanunun 2. maddesinin 24. bendi uyarınca … İlinde … Belediyesi’nin mahalleleri merkez olmak üzere … merkez ilçe sınırları içerisindeki köyler ile belediyelerden oluşan Süleymanpaşa ilçesi ve aynı adla belediye kurulduğunu, aynı Kanunun 1. maddesine göre de il belediyesi olan … Belediye Başkanlığının 30.03.2014 tarihli yerel seçimler ile Büyükşehir Belediye Başkanlığına dönüştüğünü, bu nedenle … Belediye Başkanlığı zamanında gerçekleşen çalışma ve buna bağlı alacakların 6360 sayılı Kanun ile … Büyükşehir Belediyesine devrolduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davacının yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, davacının tüm işçilik alacaklarında ve her türlü sosyal ve özlük haklarından ve giderlerinden yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, müvekkili idarenin hizmet binalarında görev yapan taşeron işçilerin işe alınmasında ve de işten çıkartılmasında hiçbir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu tüm talepler bakımından idarenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacı vekilinin 20.02.2015 havale tarihli dilekçesi ile 6360 sayılı Kanun gereği … Belediye Başkanlığı’nın tüzel kişiliğinin ortadan kalkması sebebiyle davanın …’na yöneltilmesini talep etmesi üzerine, 11.03.2015 tarihli ara karar ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesi gereğince davacı tarafın taraf değişikliği talebi kabul edilerek … Büyükşehir Belediye Başkanlığının davalı olarak kabulü ve Süleymanpaşa Belediye Başkanlığının davalı taraf olmaktan çıkartılmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda da toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar davalı … vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında ihbar tazminatı alacağının hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
4857 sayılı Kanunun 17. maddesinde ihbar önelli fesih halinde karşı tarafa tanınması gereken ihbar süreleri, hizmet süresine göre ayrı ayrı belirlenmiş olup, maddenin (c) alt bendine göre “işi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta” olduğu düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı işçinin, davalı işyerindeki hizmet süresinin 2 yıl 11 ay 24 gün olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilgili kanuni düzenleme gereğince davacıya verilmesi gereken ihbar öneli 6 hafta olarak tespit edilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ihbar tazminatı alacağının 8 hafta üzerinden hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık konusu da davacının asgari geçim indirimi alacağının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususundadır.
Dava konusu asgari geçim indirimi alacağının hesabına ilişkin olarak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının evli olup olmadığı, çocuğu olup olmadığı ve varsa kaç çocuğu olduğu yönünde herhangi bir araştırma yapılmadan varsayıma dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Ayrıca, dosyadaki bir kısım ücret bordrolarında asgari geçim indirimi tahakkuklarının yer aldığı, davacıya yapılan maaş ödemelerini içerir banka hesap kayıtlarının da celp edilmesine rağmen değerlendirilmedikleri anlaşılmaktadır. Davacının bordro sunulmayan ve ödeme yapıldığı ispat edilemeyen çalışma süresi üzerinden bir karar verilmesi gerekirken, dosya içeriğinde yer alan belgeler değerlendirilmeden sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken, davacının evli olup olmadığı varsa kaç çocuğunun olduğuna yönelik kayıtlar araştırılarak dosyada mevcut bordrolarda asgari geçim indirimine ilişkin tahakkuklar gözetilerek, banka kayıtları ile davacıya asgari geçim indiriminin ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, asgari geçim indirim alacağına yönelik talebinin tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre yeniden değerlendirilmesidir.
Bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
4-Öte yandan, mahkemece hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt tutarlar mı olduğunun hüküm yerinde açıkça belirtilmemesi de infazda tereddüt yaratır mahiyette bulunduğundan doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.