Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/22457 E. 2019/4072 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22457
KARAR NO : 2019/4072
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/02/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde servis danışmanı olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım aylık ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 02.11.2012-26.09.2014 tarihleri arasında çalıştığını, hak kazanmadığı halde kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini, fazla mesai yapmadığını, hafta tatili ile yıllık izinlerini kullandığını, genel tatil günlerinde çalışmadığını, alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan davalı işverence fesh edildiği, fesih sonrası yapılan ödemeler düşümü ile davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatı hakkı olduğu yine bir kısım aylık ücret, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları da olduğu, diğer taleplerin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının Ceza yargılamasına konu müşteriden alınan ve işverene ait 1750,00 TL yi aldığının işveren tarafından bilindiğinin, bu paranın iadesi için 24/09/2014 tarihinde ihtar gönderildiğinin, feshin 2 gün sonra 26/09/2014 de işverence yapılıp yazılı fesih bildirimi düzenlenmediğinin ancak davacının imzasını taşıyan ve işverence düzenlenen 27/10/2014 tarihli ibraname ile davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğinin, suç duyurusunun bu ibra ve ödemeden 3 gün önce yapıldığının, başka bir deyişle suç duyurusundan sonra işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin hataya dayalı olmadığını gösterdiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin özellikle davacı hakkındaki Ceza Mahkemesi kararının değerlendirilmemesine yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalıya ait işyerinde servis danışmanı olarak çalıştığını ve aylık ücretinin en son net 3.000,00 TL olduğunu iddia ederken davalı taraf davacının net 1.200,00 TL ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece, işyeri belgeleri, bordroların imzasız oluşu, tanık beyanları, emsal ücret araştırmalarına göre davacı iddiasına itibar edilmiştir.
Yapılan emsal ücret araştırması sonucunda farklı farklı ücretler belirlenmiş olup bunlarla sonuca gitmek mümkün değildir. Öte yandan davalı tanıkları savunmaya teyit eder şekilde beyanda bulurken davacı ile aynı dönemlerde çalışmaları olan davacı tanıklarından B. A. davacının aldığı net maaşı bilmediğini, kendisinin de aynı işi yaptığını ve tamamı banka aracıyla olmak üzere 1.430,00 TL ücret aldığını açıklamıştır. Diğer davacı tanığı H.K. ise, davalı işyerinde 4 yıl kadar davacı ile aynı görevde çalıştığını, kendisinin 1.700,00 TL civarında maaş aldığını davacının ise net 3.000,00 TL aldığını bildiğini, maaşların bir kısmını elden bir kısmını bankadan aldıklarını açıklamıştır.
Açıklandığı üzere davacı tanık beyanları çelişkili olduğu gibi davacının işyerindeki kıdemi 1 yıl 10 ay olup işyerinde aynı görevle ve 4 yıl çalışan tanığın 1.700,00 TL ücret alırken davacının 3.000,00 TL alması da olağan akışa uygun düşmemektedir. Buna göre başka somut delil de olmadığından ididianın kanıtlanamadığı gözetilerek davalının savunmasına itibar edilmesi gerekirken ispatlanamadığı halde iddiaya itibar edilmesi hatalıdır.
3- Taraflar arasında diğer uyuşmazlık fazla çalışma ile ulusal baram ve genel tatil alacaklarının hesabı konusundadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirikşi raporunda, davacı iddiası, işverence sunulan kayıtlar ile tanık beyanları dikkate alınarak alacaklar hesaplanmıştır.
Davalı tarafça, 2012 yılı 2. ayından 2014 yılı 9. ayına kadar işe giriş ve çıkışları içeren kayıtlar sunulmuş olup bu dönemler için kayıtlara göre hesaplama yapılması gerekirken bu dönemler için de ortalama bir kabulle hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.