Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/22153 E. 2017/5271 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22153
KARAR NO : 2017/5271
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı ile eşit işlem borcuna aykırılık nedeni ile ücret farkı, ilave tediye ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücretin düşürülmesi nedeniyle fark ücreti, eksik kıdem nedeniyle yıllık ücretli izin, TİS’ten kaynaklanan ek alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş davacı avukatınca duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı üniversiteye bağlı hastane işyerinde taşeron şirketler işverenliğinde hizmet akdiyle çalıştığını, iş müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde taşeron şirket ile asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, muvazaa tespitinin iptaline dair … 4. İş Mahkemesi’nce açılan davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle müvekkilinin baştan beri asıl işverenin çalışanı olarak kabul edilmesi gerektiğini, kadrolu işçilerin TEZ-KOOP Sendikasına üye olduklarını ve TİS’ten yararlandıklarını ancak kadrosuz işçilerin bu haklardan yararlanamadıklarını, bu durumun eşit işlem borcuna aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek; eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı, eşit işlem borcuna aykırılık nedeni ile ücret farkı, ilave tediye ücreti, ücretin düşürülmesi nedeniyle fark ücret alacağı, eksik kıdem nedeniyle yıllık ücretli izin alacağı ve TİS’ten kaynaklanan ek alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının hizmet satın alınan firmanın çalışanı olduğunu, idarede bulunan kadroya atanmasının mevzuata aykırılık teşkil edeceğini, ilave tediye alacağının yanlızca kamuda çalışan kadrolu işçilere yapılan ödeme olduğunu, eşit işlem borcuna aykırılığın şartlarının oluşmadığını, davacının halen yüklenici firmalar işverenliğinde çalışmaya devam ettiğini bu nedenle yıllık izin ücreti talep edemeyeceğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını ve diğer iddiaların doğru olmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının, dava dilekçesinde döner sermaye alacağı talebinde bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davacının yol ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı, 2012 Temmuz ayından itibaren yol ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, çalışanlara yol ücreti ödenmekte iken 2012 yılı Temmuz ayından dava tarihine kadar geçen dönemdeki yol ücretlerinin ödenmediği bu haliyle uygulamanın kaldırılarak iş koşuluna dönüştüğü gerekçesi ile talebin reddine hükmedilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesindeki “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir” şeklindeki düzenleme, çalışma koşullarındaki esaslı değişikliğin normatif dayanağını oluşturur.
4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, yukarıda belirtilen madde uyarınca bu tarihten sonra işçinin çalışma koşullarındaki aleyhe bir değişiklik, ancak durumun işçiye yazılı bildirimi ve işçinin de yazılı muvafakatı ile mümkündür.
Dosya içerisinde, davacı işçiye; yol ücretinin kaldırılacağına ilişkin olarak yazılı bir bildirim yapıldığına ya da işçinin yazılı olarak muvafakat ettiğini bildirdiğine dair herhangi bir belge bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, davacının yol ücreti alacağının hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/03/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.