Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/2077 E. 2016/22657 K. 20.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2077
KARAR NO : 2016/22657
KARAR TARİHİ : 20.12.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 07.10.2000 -25.12.2014 tarihleri arasında çalıştığını ve davalı işveren tarafından iş akdinin haksız geçersiz ve usulsüz olarak feshedildiğini ileri sürerek, davacı işçi …’nun işe iadesine, feshin geçersizliğine ,4 aya kadar boşta geçecek süreye ilişkin ücret ve diğer yasal ve sosyal hakların davacıya ödenmesine, işverenin davacıyı işe başlatmaması halinde feshin geçersiz olması nedeniyle 8 aylık ücreti tutarında iş güvencesi tazminatına ve feshin haksız olması nedeni ile 6 aylık ücrete kadar haksız fesih tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekil; davacının servis bölümünü altındaki 28 işçiyi yönetir şekilde işveren ve vekili konumunda olduğunu, 01/10/2005 ve 12/06/2009 tarihlerinde müvekkil ile iki ayrı gizlilik sözleşmesi imzalamış olduğunu, müvekkil şirketin ekonomik sıkıntıya düşmesi ve bu nedenle iki şubesini kapatıp tek iş yerinde çekilmesi ve kar azalmasının sebeplerini araştırma sürecinde müvekkilin tüm çalışanlarına yaptığı ankatte ( menfaat çatışma bildirimi anketi) davacının gerçek dışı beyanda bulunduğu halde müvekkil şirketle hiç bir organik bağı olmayan rakip bir şirkette davacının ortaklığının bulunduğunun müvekkilinin tüm çalışanlarını kapsayan şekild…l nezdinde yaptırdığı tahkikat sırasında anlaşılması üzerine davacının iş akdini iş kanunun 19/2 son cümle 25/II a,e bentlerine ve 26.maddesine uygun olarak haklı nedenle fesih edildiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 1998 yılından beri davalı şirket nezdinde çalıştığı, dolayısıyla hizmet süresinin 6 aydan fazla olduğu, sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu, işveren vekili olmadığını, davanın bir aylık hak düşürücü süre de açıldığı, iş yerinde 30 dan kişinin çalıştığı konusunda ihtilaf bulunmadığı sabit bulunduğundan davacının iş güvenliği hükümlerinden faydalanabileceği, özellikle davalı şirkette genel müdürlük yapan … beyanında açıkça davacının davalı şirketin işlerini takip için bu şirketin yöneticilerin emriyle bir şirket kurup ortak olduğu, bu şirketin hiç bir ekonomik faaliyetinin bulunmadığı, fatura bile basılmadığı, davacının iş akdinin rekabet yasağı hükümlerine aykırı olarak feshedildiği gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
İş sözleşmesinin kurulması ile doğan sadakat borcu, işçi tarafından işverenin çıkarlarını koruma ve gözetme borcudur. Rekabet etmeme borcu ise, iş sözleşmesinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcu içinde yer alan alt bir yükümlülüktür.
Dosya içeriğine ve özellikle ticaret sicil kaydı ile davacı tanık beyanına göre davacı aynı faaliyet alanında kurulmuş bir şirkette ortaktır ve bu ortaklığını gizlemiştir. Her ne kadar davacı tanığının “davacının davalı şirketin işlerini takip için bu şirketin yöneticilerin emriyle bir şirket kurup ortak olduğu, bu şirketin hiç bir ekonomik faaliyetinin bulunmadığı, fatura bile basılmadığını” beyan etmiştir. Oysa davacı yapılan menfaat çatışma bildirim anketinde…kaydında gözüken rakip bir firmaya ortaklığını gizlemiştir. O halde davacı tanığın beyanı soyut kalmaktadır. Davacının aynı faaliyet alanında kurulmuş şirkete ortak olması ve bunu gizlemesi sadakat borcuna, doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranış olup, iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayandığından davanın reddi yerine kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
F) HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.800,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 20.12.2016