Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/18751 E. 2019/12404 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18751
KARAR NO : 2019/12404
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Müvekkilin davalı Bakanlığın asıl işveren olduğu Dr…. Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yemekhane şefi olarak 01.08.2008 ile 31.03.2014 tarihleri arasında çalıştığını, son ücretinin net 953,00 TL civarında olduğunu, yemeğin işyeri tarafından verildiğini, 234,00 TL yol parasının 2014 yılında 131,00TL’ye indirildiğini, davacıdan her ay tabak parası adı altında para kesildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, eksik ödenen yol parası ile maaşından tabak parası adı altında kesilen ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının çalıştığı süreyi, ücretinin tamamını bildiğini, yasal olarak ne kadar alacağı olduğunu belirleyebilecek durumda olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası açamayacağını, hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının alacak haklarının zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeni ile talep edilemeyeceğini, davacının bağlı bulunduğu … Sos.Hizm.Medikal Sağlık Yemek Org.A.Ş’ne husumet yöneltmesi gerektiğinden davalı Bakanlık bakımından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kıdem tazminatı sorumluluğunun davacıyı hizmet akdi ile çalıştıran işverene ait bulunduğunu, davalı Hastanenin 506 sayılı kanun 87.maddesi anlamında asıl işveren olmayıp, ihale makamı olduğunu, iddia edilen alacağın davalı hastaneden talep edilmesi hastanenin daha önce ödemiş bulunduğu kişi alacaklarını tekrar ödemesine neden olacağını ve bu durumun kamu zararına yol açacağını, davacı işçinin belirli süreli iş akdiyle çalıştığını, çalışmış olduğu dönemlerde ihale sürelerini ve sözleşme süresini biliyor olduğunu, belirli süreli hizmet akitleri ne şekilde sona ererse ersin ihbar tazminatına hükmedilemeyeceğini, bu nedenle ihbar tazminatının reddi gerektiğini, davacıya yol parasının imzası karşılığında tam olarak ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davalı ise davacının iş sözleşmesini davalı işverenin taşeron olarak yürüttüğü işin bitmesi nedeniyle fesih edildiğini beyan ettiği, davalı işveren davacının iş akdini haklı veya geçerli nedenle fesih ettiğini ispat edemediğinden davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı yol yardımı alacağı talebinde bulunmuş ise de; dosyaya ibraz edilen çizelgeden davacıya yol yardımı alacaklarının ödendiği ve çizelgede davacının imzasının bulunduğu anlaşılmakla davacının yol yardımı alacağı talebinin reddi gerektiği, dinlenen tanıkların
kırılan tabaklardan dolayı maaşlarında kesintiler yapıldığını beyan ettiği, dosyada bulunan banka kayıtlarından davacının ücretinden kesinti yapılmadan ücretlerinin ödendiği görülmekle davacının tabak parası alacağı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava dışı alt işverenlerin kırılan tabakların paralarını kıran işçiden tahsil ettiği izlenimi edinilmiş ise de, bu uygulamanın hangi alt işverenlikçe ne kadar süre ile yapıldığı, ayrıca kesildiği iddia edilen bu miktarın ya da miktarı belirleyebilecek ölçütlerinin hesap edilebilir şekilde ispatlanamadığının anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekili davacıya 234,00 TL yol parası ödendiğini, ancak 2014 yılında yol parası ücretinin 131,00 TL ye indirildiğini iddia ederek aradaki farktan kaynaklanan alacağının tahsili talep etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının 2014 yılında yol ücretinin 234,00 TL den 131,00 TL ye düştüğü yönünde beyanlarının bulunmadığı dikkate alınarak bu alacağın ispatlanamadığı değerlendirilmiştir.
Davacı tanığı E.B. davacının en son çalıştığı alt işverenlikte 131,00 TL yol parası aldığını beyan etmiştir.
Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan emsal dava dosyalarındaki (2016/4490 ve 2016/32577 E.) tanık beyanlarında da 2014 yılında yol parasının 131,00 TL. olarak ödendiği beyan edilmiş ve davalı da yol ücretlerinin 2008-2013 yıllarında idari şartnamenin “25.3.2. Yemek, yol ve giyecek giderleri: İşçilerin yol gider nakdi olarak karşılanacak olup her personele yol gideri olarak günlük brüt 9,77 TL ödenecektir. Ödemeler aylık 26 günden hesaplanacak olup, ücret bordrolarında gösterilecek ve maaşlar ile birlikte işçi hesaplarına yatırılacaktır.” maddesine göre verildiği açıklanıp bu dosyalarda sözkonusu şartnameler sunulmuştur.
Bu durumda, davacıya 2014 yılından önce (26 günx9,77 TL.) 254,02 TL brüt yol ücreti ödemesi yapıldığı anlaşılmakla, brüt olan bu miktarın net miktarı belirlendikten sonra net yapılan 131,00 TL ödemeden kaynaklanan fark alacağının hesaplanması dosya içeriğine uygun olacaktır.
3-Harç mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Her ne kadar davalı Kurumun harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına hükmedilmiş ise de, takip eden fıkrada harcın yargılama giderlerine dahil edilip kabul ve redde göre oranlanarak davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.