Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/18091 E. 2019/1007 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18091
KARAR NO : 2019/1007
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi davalı avukatının duruşma talebi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/01/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait …’daki işyerinde grayder operatörü olarak çalışırken ücretlerinin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının sebep bildirmeden işi bıraktığını, taleplerinin haksız olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin ücretlerin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine davacı tarafça haklı olarak fesh edildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gibi fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları olduğu ancak yıllık izin ücreti alacağı olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Tahsil talepli belirsiz alacak davasında, dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 157. maddesi uyarınca, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Bu nedenle yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, davacının talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zamanaşımı definin de sonuca bir etkisi olmaz.
Somut uyuşmazlıkta, dava 6100 sayılı Kanunun 107. maddesine göre açılmış belirsiz alacak davası olup, yukarıda açıklandığı üzere talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zamanaşımı def’inin dikkate alınması hatalıdır.
3- Davacı, dava ve talep artırım dilekçesinde kıdem tazminatı dışındaki alacakları için temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının davalıya gönderdiği 11/04/2014 tarihli ihtarı ve ihtarda verilen süre göz önüne alınarak kıdem tazimatı dışındaki alacakları için temerüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihlerine göre faizlerin belirlenmesi isabetsizdir.
4- Davacı, davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını ileri sürerek alacak talep etmiş, davalı ise davacı iddiasının doğru olmadığını savunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Söz konusu alacağın varlığını ipatlama yükü davacı da olup davacı delil olarak tanık beyanlarına dayanmıştır.
Davacının iki tanığı olup tanıklardan H. D.’nin işverene karşı benzer taleplerle açtığı davasının olduğu anlaşıldığı gibi iki tanığın beyanları da birbiri ile örtüşmemektedir. Öte yandan davacı tarafça sunulan aynı işverene karşı benzer teleplerle açılan bir kısım davalarda işyerinde haftada 18 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiştir. Buna göre eldeki davadaki delil durumu da nazara alındığında davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya kapsamına uygun olacaktır.
Mahkemece birbiri ile örtüşmeyen tanık beyanlarına göre haftalık 24 saat fazla çalışma kabulü hatalıdır.
5- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma hesabı yapılırken bordrolarda gösterilen fazla çalışma ödemelerinin mahsubu yapılmıştır. Davacı ise mahsuba itiraz ederek bordorların hileli şekilde düzenlendiğini, gerçeği yansıtmadığını, fazla çalışmalarına dair bir ödeme almadığını ileri sürmüştür.
Her ne kadar davacı tarafça emsal olarak gösterilen benzer talepli bir kısım davalarda bordroların gerçeği yansıtmadığı kabul edilmiş ise de, eldeki dava yönünden yapılan incelemede; sunulu bordorların imzalı olduğu, değişen miktarlarda saat ve miktar olarak fazla çalışma tahakkuku olduğu ve ele geçen ücretin de değiştiği görülmüştür. Buna göre bilirkişi raporunda da belirtiği üzere bordrolama hilesi olduğu söylenemez. Ancak bordrodaki tahakkuklar ile banka ödemeleri de örtüşmemektedir. Buna göre Mahkemece davalı tarafa bu durum açıklattırılarak fazla çalışma tahakkuku olup bordro bedelinin de ödendiği aylar hesaplamada dışlanmalıdır. Ödeme yapıldığı ispatlanamayan aylar da ise ödeme yapılmadığının kabulü ile fazla çalışma alacağı belirlenmelidır.
Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL. duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.