Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/17834 E. 2018/23499 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17834
KARAR NO : 2018/23499
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar temyizen incelenmesi davalılardan …İnş. Otomotiv ve Tic. Ltd. Şti. avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/12/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı …İnş. Otomotiv ve Tic. Ltd. Şti. adına Avukat … ve davalı …. adına Avukat … geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, 19/08/2009 tarihinde üst işveren …. işyerinde alt işveren …İnşaat Otomotiv ve Tic. Ltd. Şti’nin işçisi olarak 20/02/2014 tarihine kadar çalıştığını, aylık maaşının 2.500,00 TL olduğunu, 350,00 TL yakıt bedeli aldığını, işyerinde haftanın 6 gününde 08.00 ile 20.30-21.00 arasında çalıştığını, asgari geçim indirimlerinin ödenmediğini, tüm çalışanlara %20, %54,5 ücret zammı uygulanmasına karşın eşit işlem borcuna aykırı olarak davacının bu haktan yararlandırılmadığını, davacının milli bayramlarda çalıştığını, yıllık ücretli izin hakkının bulunduğunu, bu nedenlerle iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek; kıdem ve eşit işlem borcuna aykırılık tazminatı ile yıllık izin, genel tatil ve fazla mesai ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Vekilleri Cevaplarında Özetle:
Davalı …. vekili; davacının …. ile iş sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, diğer davalı şirketin ….’nin malik olduğu arsada binaların subasman üstü katlarının betonarme kaba yapı işlerine ince işlerini ve elektrik işlerini ve asansör montaj işlerini üstlendiğini, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında eser sözleşmesinin mevcut olduğunu ve taraflar arasında alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hadiselerin müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Davalı …İnşaat Otomotiv ve Tic. Ltd. Şti vekili; davacının müvekkili şirkette 19/08/2009 tarihinden itibaren çalıştığını, ön muhasebe personeli olarak görev yaptığını ve brüt 1.200,00 TL maaş aldığını, 20/01/2014 tarihinde işyerine gelmemesi sebebiyle 20/02/2014 tarihli ihtarname gönderildiğini ve iş sözleşmesinin devamsızlıktan dolayı feshedildiğini, işyerinde haftada 45 saat çalışıldığını, dini ve milli bayramlarda da çalışmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı …İnşaat Otomotiv ve Tic. Ltd. Şti.’nin tüm, davalı ….’nin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı vekili, davalılar arasında alt/asıl işveren ilişki bulunduğunu ileri sürerek, talep edilen işçilik alacaklarından,davalıların müştereken ve mütesilsilen sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı …. vekili ise diğer davalının, maliki müvekkili olan arsadaki binaların subasman üstü katlarının betonarme kaba yapı işlerini, ince yapı işlerini, elektrik işlerini, mekanik ve sıhhi tesisat işlerini, asansör montaj işlerini yapmakla yükümlü olduğunu, aralarına eser sözleşmesi bulunduğunu savunmuş ve delil olarakta diğer davalı ile yapılan sözleşmelere dayanmıştır.
Anayasa’nın 138. ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki
hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, “Davalı ….’nin asıl iş veren Davalı …İnşaat Otomotiv Ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin alt işveren olarak işçilik alacaklarından iş kanununun 2/6 anlamında sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.” gerekçesi ile hüküm altına alınan işçilik alacaklarından davalı … Şirketi de diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
Ne var ki, mahkemenin davalılar arasında alt/asıl işveren ilişkisi bulunduğu yönündeki kabulü herhangi bir gerekçe içermemektedir. Mahkemece, hangi delil veya delillere dayanılarak davalılar arasındaki hukuki ilişkinin bu şekilde nitelendirildiği açıklanmamıştır.
Davalı … Şirketinin delil listesinde belirttiği ve diğer davalı ile aralarında yapılan sözleşmeler getirtilerek bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve davalılar arasındaki hukuki ilişki hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ve gerekçeleri ile saptanarak, davalı … Şirketinin de hüküm altına alınan işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir.
Eksik araştırma ile ve herhangi bir gerekçe de oluşturmaksızın, davalı … Şirketinin sorumluluğuna hükmedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davalı …. yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.