YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16660
KARAR NO : 2016/14796
KARAR TARİHİ : 20.06.2016
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, işçilik alacaklarının tahsili amacıyla ….. İş Mahkemesi’nin 2012/367 Esas sayılı dava dosyasında karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda alacak tutarları belirlendiğinden bu hesaplama baz alınarak bakiye alacaklar üzerinden 6.İcra Müdürlüğü’nün 2014/8541 Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını ve karar ile bilirkişi raporunun birer kopyasının borçluya gönderildiğini, buna karşın borçlu tarafından itiraz edildiğinden takibin durduğunu belirterek söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili banka aleyhine davacı tarafından 6. İcra Müdürlüğünün 2014/8541 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin müvekkili banka tarafından 02/04/2014 tarihinde tebellüğ edildiğini, müvekkili bankanın böyle bir borcu bulunmadığından ödeme emri ile talep edilen 5.315,00TL tutarındaki takibe ve borca faiz vc ferileri ile birlikte tümüyle itiraz edildiğini, BK’nin 126.maddesi gereğince işçi ücret ve alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına uğradığını, 6. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8541 Esas sayılı takibine konu 5.İş Mahkemesi’nin 2012/367 E. 2012/627 K. sayılı ilamına dayanak olan 19.03.2011 tarihli bilirkişi raporu uyarınca talep edildiği belirtilen alacağının müvekkili banka tarafından kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili bankanın takibe konu tutarda bir borcunun bulunmadığı gibi, takip talebine dayanak yapılan ilamın talep sonucu kadar bir alacak da içermediğini, söz konusu ilamın da henüz kesinleşmediğini, davacı tarafından müvekkili banka aleyhine 5. İş Mahkemesi’nin 2010/242 Esas sayılı dosyası ile ikame edilen alacak davasında 2012/57 Karar sayılı ilamı ile “200,00 TLL prim, 800,00 TLL hafta tatili alacağı, yargılama gideri ve vekalet ücretine” hükmedildiğini, söz konusu kararı takiben alacaklı dosya kapsamında düzenlenen 19.03.2011 tarihli bilirkişi raporunu dayanak göstererek 36.İcra Müdürlüğü’nün 2012/10402 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ilgili takibin müvekkili bankanın itirazı ile durduğunu, davaya konu icra takibinin ve takibe konu edilen alacak kalemlerinin mesnetsiz ve mükerrer olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 5.İş Mahkemesi’nin 2032/367 Esas sayılı dosyasında verilen kararın 05.05.2015 tarihinde onanarak kesinleştiği, huzurdaki davanın açıldığı 25.03.2015 tarihi itibarı ile 5. İş Mahkemesi’nin 2012/167 E sayılı dosyasının henüz Yargıtay safhasında olup derdest olduğu, huzurda görülen davanın itirazın iptali, 5. İş Mahkemesinde görülen davanın ise alacak davası olduğu, ancak nihayetinde her iki davanın konusunun aynı, tarafları aynı, bu davada verilecek kararın hüküm fikrası ile 5.İş Mahkemesi 2012/367 Esas sayılı dosyasında verilen kararın hüküm fıkrasının aynı olduğu, huzurdaki davanın, taraftarı, konusu ve sonucu aynı olan 5. İş Mahkemesi’nin 2012/367 Esas sayılı dosyasının Yargıtay safhasında iken açılmış olması nedeniyle derdest dava olmaması gerektiği dikkate alındığında, halihazırda ise 5. İş Mahkemesi’nin 2012/367 Esas sayılı dosyasında verilen kararın 05.05.2015 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i’de tanımlanan kesin hüküm bulunmaması şartı karşısında yeniden açılan bu davanın olumsuz dava şartlarından olan kesin hükmün bulunmaması kapsamında dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyanın incelenmesinden, davacının daha önce 5.İş Mahkemesinde, fazla sürelerle çalışma ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve prim alacakları istemiyle açtığı davada 1.825,12 TL prim alacağından taleple bağlı kalınarak 200,00 TL’ye, %50 hakkaniyet indirimi yapılarak kalan miktar olan 5.285,78 TL hafta tatili alacağından taleple bağlı kalınarak 800,00 TL’ye hükmedildiği, prim ve hafta tatili alacaklarından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma ücreti taleplerinin ise reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edildiği, önce usuli yönden (Kısa karar-gerekçeli karar farklılığı yönlerinden) hükmün bozulduğu, bu usuli bozmadan sonra önceki hükümdeki gibi karar verildiği ve verilen o kararın Dairemizce onandığı, söz konusu o dava temyiz aşamasında iken saklı tutulan kısımlarla ilgili olarak 3.690,00 TL hafta tatili ücreti, 1.625,00 TL prim alacağı olmak üzere toplam 5.315,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, takibe davalı borçlunun itiraz ettiği ve davacı alacaklının işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İşbu dava, yukarıda bahsi edilen 5.İş Mahkemesinde görülen davada saklı tutulan alacaklar için yapılan icra takibine yapılan itiraz neticesinde açılan itirazın iptali davası olmakla, işin esasına girilerek esastan bir karar verilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.