Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/16547 E. 2016/14492 K. 16.06.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16547
KARAR NO : 2016/14492
KARAR TARİHİ : 16.06.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile genel tatil ücreti, izin ücreti, ve sefer primi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 07.09.2004 tarihinden iş akdini İK madde 24 kapsamında haklı nedenle sonlandırdığı 03.03.2008 tarihine kadar aralıksız şekilde uluslararası TIR şoförü olarak asgari ücret+sefer primi sistemi ile çalıştığını, aylık ortalama 2 sefer yaptığını, sefer başı 500 Euro prim aldığını, dini milli bayramlarda çalışmasına rağmen ücretinin ödenmemesi, son 5 seferinde haksız şekilde sefer primi kesintisinin yapılması ve sefer priminin sigorta matrahına yansıtılmayarak primlerinin eksik gösterilmesi nedeniyle iş akdini feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, bayram ve genel tatil, yıllık izin ücreti ve sefer primi alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacıya sefer primi adı altında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının iş akdinin istifa nedeni ile sona erdiğini, davacının kıdem tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının olmadığını, bu günlere ait ödenmeyen ücretinin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce somut uyuşmazlıkta, davacı, iş sözleşmesinin 03.03.2008 tarihinde kendisi tarafından iş koşullarında değişiklik nedeniyle haklı olarak sonlandırıldığını iddia etmiş, haklı neden olarak da son beş seferinde sefer priminden kesinti yapılmasını göstermiştir. Ancak dosyada yer alan ve davacının imzasını taşıyan harcırah belgelerine göre, davacının son beş seferinde, sefer priminden herhangi bir kesinti yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının istifa dilekçesi, dosya kapsamında dinlenen tek tanık olan davacı tanığının “..Davacı başka bir firmada iş bulduğu için çıktığını biliyorum” şeklindeki beyanı ve hizmet cetveli uyarınca, davacının fesih tarihinden hemen sonra başka bir işyerinde işe girdiğinin tespit edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının istifa iradesinin olduğu ve iş sözleşmesini haklı bir neden olmadan feshettiği kabul edilmelidir. Bu halde, mahkemece, davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda; kıdem tazminatı talebinin reddine, kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dava tarihi 21.11.2012 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 02.02.2016 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
2-Mahkemece bozma kararı sonrası kurulan yeni hükümde, kıdem tazminatı talebi reddedilmiş; davacının diğer alacakları hakkında “kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile … Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmesi zorunludur. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi HMK’nın 297. maddesine açıkça aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.