Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/14694 E. 2017/4782 K. 23.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14694
KARAR NO : 2017/4782
KARAR TARİHİ : 23.03.2017

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 08.06.2006 tarihinde davalı şirketin … mağazasında kasiyer olarak çalışmaya başladığını, işten çıkarıldığı 15.08.2014 tarihine kadar aynı görevde çalıştığını, davalının mağazanın kapatılıp müvekkilinin kovulmasından yaklaşık iki hafta sonra hem müvekkiline başka bir mağazada işe başlaması hususunda ihtarname gönderdiğini, hem de müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi hususundaki ihtarını istifa kabul etmek suretiyle iş akdinin istifa nedeniyle sonlandırdığını bildirdiğini, davalı işverenliğin feshinin haksız ve geçersiz olduğunu, müvekkilinin iş yeri olan … mağazasının kapatılacağının davalı işverenin yetkilileri tarafından 03.07.2014 tarihinde müvekkili ve diğer çalışanlara sözlü olarak bildirildiğini, akabinde Genel Müdürlükten 3 kişilik bir heyetin mağazaya gelerek tüm çalışanlarla teker teker görüşüp başka mağazalara gitmek isteyenler ve tazminatları ödenmek suretiyle ayrılmak isteyenlerin listesinin oluşturulduğunu, davalı işverenlik yetkilileri tarafından müvekkili ve başka mağazalara gitmek istemeyenlerin tazminatlarının ödeneceği hususunda söz verildiğini, işyerinin kapanışına ilişkin yapılacaklar listesinin iş yeri panosuna asılarak ilan edildiğini, ilan edilen bu listede son madde olarak personelin kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücretlerinin ödeneceğinin belirtildiğini, … mağazasının 15.07.2014 tarihinde müşterilere kapatıldığını, müvekkili ve diğer çalışanların mağazanın tüm kapanış işlemlerini 22.07.2014 tarihine kadar çalışarak tamamladıklarını, bu tarihte Genel Müdürlükten yetkililerin mağazaya gelerek daha evvel tazminatları ödenerek iş akitlerine son verileceklerin teker teker görüşmeye çağırılarak tazminatlarının ödenmeyeceği belirtilerek üç sayfalık içeriğini okumalarına dahi müsaade edilmeyen evrakları imzalamaları konusunda baskı yapıldığını, ancak müvekkili ve diğer çalışanların imzalamadıklarını, 26.07.2014 tarihinde müvekkili ve arkadaşlarının mağazaya alınmadıklarını, müvekkilinin ve diğer çalışanların bu durumu tutanak altına alarak mağazanın kapatıldığını Üsküdar 21. Noterliğinin 31.07.2014 tarih ve 84547 yevmiye numaralı noter tutanağı ile tespit ettirdiklerini, daha sonra kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi için davalıya ihtarname gönderdiklerini, hiçbir açıklama yapılmayan müvekkiline mağaza kapanışından iki hafta sonra davalı işverenliğin keşide ettiği ihtarname ile Acıbadem … mağazasına transfer edildiğinin bildirildiğini, müvekkili tarafından cevabi ihtarname keşide edilerek teklifin reddedildiğini, davalı işverenlikçe bu defa 15.08.2014 tarihli başka bir ihtarname gönderilerek müvekkilinin iş akdinin istifa nedeniyle sona erdiğinin belirtildiğini, davalının hem müvekkilini işten kovduğunu, hem de tazminatlarının ödenmesine yönelik ihtarnameyi istifa saydığını belirttiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalıştığı mağazanın kapatılması yönünde verilen karar üzerine müvekkili şirket tarafından davacının yeni görev yerinin kendisinin fesih ihbarnamesini göndermesinden günler önce bildirildiğini, fakat davacının işbu atama yazısını tebliğ almaktan imtina ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin davacıya yeni iş yerini noter ihtarıyla bildirdiğini, bu bildirim üzerine davacının cevabi ihtarname ile iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, akabinde davacının yeni görev yeri bildirimini konu alan ihtarnameye cevaben keşide ettiği cevabi ihtarname ile yapılan transferlerin keyfi yapıldığını ve belirtilen atamayı kabul etmediğini belirttiğini, dava dilekçesinde iş sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından yeni işyerinin bildirilmemesi sebebiyle fiili olarak feshedildiğinin belirtildiğini, davacının bu beyanı ile iş sözleşmesinin feshini müvekkili şirkete atfederek bir nevi fesih işleminden dönmeye çalıştığını ancak fesih işleminin geri alınmasının mümkün olmadığını, kapanış işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak işçilik hakları bakımından toplu iş sözleşmesi göz önüne alınarak gerçekleştirildiğini, kapanış kararının 03.07.2014 tarihinde mağazada çalışan işçilere duyurulduğunu, tasfiye işlemleri devam ederken 17-18 Temmuz tarihlerinde tüm personel ile görüşme yapılarak her bir personele çalışmaya devam edilmek istendiği belirtilip çalışmak istedikleri mağazalar sorularak ikametgâhlarına göre atanacaklarının sözlü olarak bildirildiğini, 22.07.2014-25.07.2014 tarihleri arasında tüm personel ile yeniden görüşülerek atama yazısının tebliğ edildiğini, ancak davacının ayrılmak istediğini belirterek atama yazısı imzalamaktan imtina ettiğini, bu nedenle mağazanın kapatıldığı 31.07.2014 tarihinde atama bildirisinin Noterlik vasıtasıyla tekrar gönderildiğini, davacının fesih bildirimini konu aldığı ihtarnamesinde 21.07.2014 tarihinde mağazanın boş ve kapalı olduğunu, puantajın da bozuk ve kırık olduğunu belirterek yine aynı ihtarnamede 25.07.2014 tarihine kadar gelerek puantaj kartını okuttuğunu beyan etmesinin çelişkili olduğunu, sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davalı işverenin … mağazasında çalışmakta olan davacının çalıştığı … …’nın kapatılmasına karar verilerek bu durumun anılan mağazada çalışan tüm işçilere 03/07/2014 tarihinde duyurulduğu, bilahare davalı işyeri yetkililerinin kapatılacak olan mağazaya yönelik işçilerle kapatma sonrasında nakledilecekleri yer hususunda görüşmeler yaparak nakli kabul etmeyen işçiler dışındaki tüm işçileri ortak kararlaştırdıkları mağazalara naklettikleri, davacının da içinde bulunduğu 15 işçinin ise çalıştıkları ve kapatılan … mağazası dışında başka bir mağazada çalışmayı kabul etmedikleri, tazminatlarının ödenerek çıkışlarının verilmesini istedikleri, işverenin nakli kabul etmeyen davacı işçi açısından TİS’in 14/D maddesinden kaynaklı yetkisini yine 14. maddede belirlenmiş olan sınırlar çerçevesinde kullanarak Acıbadem mağazasına nakline karar verildiği, buna ilişkin tebligat yapılmak istenen işçinin tebligatı almaktan imtina etmesi üzerine bu defa aynı nakil yazısının 31/07/2014 tarihinde noter ihtarnamesi ile gönderildiği, noter ihtarnamesinin tebliğinden önce davacı işçinin işyerinde bir haftayı aşan süre ile işin durduğunu, bunun zorlayıcı neden olduğunu belirterek iş akdini haklı nedenle feshettiğine dair davalı işverenin noter ihtarnamesi gönderdiği, fesih yazısını alan davalı işverenin ise istifayı işleme koyarak davacının çıkışını bildirdiği, iş akdinin açıklanan nedenle son bulduğu, öncelikle davacı işçinin iş akdini feshederken dayandığı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/3. maddesindeki zorlayıcı nedenin faal olan işyerinde işin bir haftadan fazla süre ile durması haline ilişkin olup işyerinin kapatılmış olması nedeniyle işçinin işverenin başka bir işyerine TİS’ten kaynaklanan yetki ile nakledilmiş olması durumunun İş Kanunu’nun 24/3. maddesindeki zorlayıcı nedenle ilgisinin bulunmadığı ve sadece nakil işleminin tek başına işçiye fesih hakkı tanımadığı, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre işverenin yönetim hakkı kapsamındaki nakil yetkisini dürüstlük kuralına uygun olarak kullanması gerektiği, nakil yetkisinin kötüye kullanıldığı hallerde işçinin bu durumu kabul etmediği, haklı fesih yapma hakkının bulunduğu, somut uyuşmazlık bakımından ise naklin çalışılan işyerinin işletmesel kararla kapatılması nedeniyle gündeme gelmiş olması, nakil yetkisinin de TİS’in 14. maddesinde belirlenen sınırlar çerçevesinde kullanmış olması karşısında işverenin nakil yetkisini kötüye kullandığından söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan uyuşmazlık konularından birisi de davalı işverenin nakli kabul etmeyen işçilere kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenerek iş akitlerinin sonlandırılmasının teklif edilip edilmediği, diğer bir ifadeyle bu durumda olan işçiler bakımından işverenin işçileri ikaleye davet edip etmediği hususudur. İkaleye davete en kuvvetli delil olarak gösterilen ve işyerindeki panoya asıldığı anlaşılan işveren yazısının … … şubesinin tasfiyesi aşamasında sırasıyla yapılacak işlemler bakımından açıklayıcı bir yazı olup bu yazının içinde bulunan “personelin alacaklarının ödenmesi (kıdem-ihbar-izin)” ibaresinin ikaleye davet olarak veya nakli kabul etmeyen işçilere kıdem ve ihbar tazminatı ödeneceği bakımından bir taahhüt olarak yorumlanması mümkün değildir. Nitekim işveren, … şubesini kapattığı için açığa çıkan 110 işçinin tamamını nakletmeyip bir kısmını çıkartmayı tercih edebilecektir ki bu durumda olan işçiler bakımından kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesinin gündeme geleceği de açıktır.
Yukarıda açıklandığı üzere, … …’da çalışan davacı işçi, davalının aldığı işletmesel kararla bu mağazanın kapatılması sonrasında TİS’in 14. maddesine uygun olarak kendisine teklif edilen Acıbadem mağazasında çalışmayı kabul etmeyerek iş akdini kendisi sonlandırmış olup, TİS’e uygun olarak kullanılan nakli kabul etmeyen işçinin nakli gerekçe göstererek gerçekleştirdiği fesihte haklı olmadığının anlaşılması karşısında, kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.