Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/11320 E. 2016/9381 K. 14.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11320
KARAR NO : 2016/9381
KARAR TARİHİ : 14.04.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalı iş yerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz olarak sona erdirildiğini, fesih yazısının gerçekleri yansıtmadığını, feshin gerçek nedeninin sendika seçme özgürlüğünü engellemek olduğunu beyanla, feshin geçersizliğinin tespitine ve işe iadesine, işe başlatmama şartına bağlı olmaksızın 6356 sayılı Yasanın 25. maddesi en az bir yıllık ücreti tutarında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, bazı işçilerin işyerinde işi bırakma ve yasa dışı direniş yaptığını, üretimin yavaşlamasına ve hatta durma noktasına sebep olunduğunu, bazı işçilerin devamsızlıkta bulunduğunu, bu nedenlerle iş sözleşmelerinin haklı olarak feshedildiğini, bazı işçilerin ise işten çıkarılan arkadaşları işe alınmadığı sürece işbaşı yapmayacaklarını bildirerek işyerinden ayrıldıkları gerekçesiyle işbu davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Toplu İş Sözleşmesini yaptığı ancak sözleşmeyi yaparken işçiler tarafından işçilerin haklarının korunmadığının düşünüldüğü, bu nedenle davacı ve arkadaşlarının Sendikasından istifa ederek üye olmaya başladıkları, bu durumun işveren tarafından kabul edilmediği, davacı ve arkadaşlarının tekrar Sendikasından istifa ederek yeniden geçmesinin istenildiği, hayatın olağan akışına göre bir iş yerinde durduk yerde birçok işçinin iş sözleşmesinin işe ihtiyaç olduğu halde feshedilmeyeceği, tüm işçilerin iş sözleşmesinin feshedilmelerinin istifa ederek üye olmaya başladıklarından sonra gerçekleştiği, bir kısım işçilerin fabrikaya giriş kartlarının iptal edildiği, eylemle fesih yapıldığı, sendikalardan gelen cevabi yazı ve tanık beyanları ve dosya kapsamından davalının, davacı işçiyi sendika değiştirdiği için sendikal hakkını kullanmasından doğan taleplerinden dolayı işten çıkardığı gerekçesiyle feshin geçersizliğinin tespitine ve 6356 sayılı yasanın 25./5 maddesi gereğince davacı işçinin başvurusu veya işveren tarafından işe başlatılıp başlatılmama şartının aranmaksızın işe başlatmama tazminatı bir yıllık ücret tutar olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davalıya ait işyerinde 30/12/2014 tarihinde işyerinde örgütlü olan ile bağıtlanan 01/09/2014 – 31/08/2017 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi mevcuttur.
İşyerinde Mayıs 2015 döneminde bazı işçilerin Sendikasından istifa ederek Sendikasına üye oldukları bu arada işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinden yararlanmak için dayanışma aidatı dilekçesi verdikleri dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre işyerinde 690 civarında işçinin toplu eylemlere katıldığı ileri sürülmesine rağmen 240 civarında işçinin iş sözleşmesi değişik nedenlerle feshedilmiş olup, toplu eylem nedenine dayalı fesihler bakımından davalı işverence eşit davranma borcuna aykırı davranıldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren, eyleme katılan tüm işçiler arasında davacı işçinin eyleme katılarak üretimi aksatan, aksatmaları konusunda çalışanları tehdit eden ve eylemleri yönlendiren konumunda olduğunu yöntemince kanıtlayamamıştır. Bu itibarla işverence yapılan feshin haklılığından söz edilmesi mümkün değildir. Ancak işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranması, geçerli nedeni ortadan kaldırmamaktadır. Sendikal neden ve geçerli neden yönlerinden gerekli araştırma yapılmalıdır. Davacı işçiler bakımından feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ve dahi sendikal nedenin varlığı noktasında yapılan inceleme ve değerlendirmeler yeterli değildir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı işyerinde çalışan sayısı, her iki sendikaya üye olan ve üyelikten istifa eden işçi sayıları, dayanışma aidatı dilekçesi veren işçilerin sayısı, halen işyerinde Sendikasına üye işçi olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilmelidir. İşverenin yaptırmış olduğu mahkeme ve noter tespitleri ile işçilere gönderilen SMS yazıları ve tanık beyanları dikkate alınarak, işveren tarafından işçilerin sendika seçme özgürlüğüne müdahale edip etmediği belirlenmelidir. İşverence işçilerin sendikal özgülüklerine müdahalede bulunulmadığı belli bir sendika yararına veya aleyhine bir tutum izlenmediği belirlenirse, aşağıda belirtilen fesih nedenlerine göre geçerli nedenin mevcut olup olmadığı ortaya konulmalıdır. İşverenin sendikayı seçme özgürlüğüne çeşitli yöntemlerle doğrudan veya dolaylı olarak müdahalede bulunduğu belirlendiğinde, kural olarak işçilerin buna karşı toplu eylem hakkının varlığından söz edilebilir. Ancak işverence işçilerin belli bir sendikaya üye olma veya olmama noktasında yönlendirdiğini tespiti halinde dahi, işçilerin buna karşı tepkilerini barışçıl ve demokratik bir biçimde ortaya koyup koymadıkları değerlendirilmeli ve ölçülü şekilde kullanılıp kullanılmadığı ele alınmalı sonucuna göre feshin geçerli olup olmadığı belirlenmelidir.
Aynı mahkemece seri halde yargılaması yapılan dava dosyalarından bir kısmında, davalı işveren, davacıların iş sözleşmesinin feshedilmediğini savunmuş ve bazı işçilerin 20.07.2015 – 26.07.2015 tarihleri arasında işyerinin işgali ve iş bırakma eylemine katıldıklarını, eylemin kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müdahale sonlandırıldığı halde buna rağmen iş sözleşmelerinin feshedilmediğini ve eylem süresince idari izin verildiğini, işçilerin işbaşı yapacakları tarihte gelerek, daha önce işten çıkarılan arkadaşları işe alınmadığı sürece işbaşı yapmayacaklarının bildirdiklerini ve işyerinden ayrıldıkları yönünde savunma yapmış ve bu yönde belgeler sunmuştur.
Davalı işveren bazı dosyalarda ise 20.07.2015-26.07.2015 tarihleri arasında işyerinde gerçekleştiği savunulan iş bırakma eyleminin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, eyleme katılan işçiler bakımından haklı feshe dayanmıştır. Bir kısım fesih yazılarında ise aynı eylemlerin yanı sıra işyerinde 18.06.2015 tarihinde yapıldığı ileri sürülen bir günlük iş bırakma eylemi sebebiyle oluşan zararlardan söz edilmiştir.
Çok sayıda işçi bakımından davalı işveren, sadece farklı tarihlerdeki işe devamsızlık nedenine dayalı olarak fesih yoluna gitmiştir.
Bazı dosyalarda ise işçilerin bir kısmı işyerine geldiği halde bundan sonra çalışmayacaklarını ve toplu eylem haklarını kullandıklarını söyledikleri, güvenlik görevlilerine direndikleri açıklanmak suretiyle haklı fesih savunması yapılmıştır.
Görüldüğü üzere davalı işveren farklı tarihlerde birbirinden çok farklı fesih nedenlerine dayalı olarak fesih yoluna gitmiştir. Bazı dosyalar bakımından fesih savunması dahi olmayıp, davacı işçinin işyerini kendisinin terk ettiği açıklanmıştır. Feshe konu olayların bazılarıyla ilgili olarak işverence mahkemeden tespit talebinde bulunulmuş ve noter tespiti işlemleri yaptırılmıştır. Mahkemece her bir davacı işçi bakımından iş sözleşmesinin sona erme ve varsa fesih nedenine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılmamıştır. Her bir davacı işçi bakımından fesih nedeni ile bağlı kalınarak öncelikle iddiaya konu fesih yönünden deliller değerlendirilmeli, varsa eylemin barışçıl ve demokratik olup olmadığı, davacı işçi eyleme katılmışsa eylemin süresi belirlenmek suretiyle ölçülü biçimde kullanılıp kullanılmadığı değerlendirmeye alınmalıdır. Fesih bildiriminde zarar iddialarına dayanılmışsa, gerekirse bu yönde deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir. Davranışa ve devamsızlığa dayanan fesih nedenleri bakımından da deliller ayrıca değerlendirilmelidir. Tanık beyanları da her bir dava özelinde davacıya özgü fesih nedeni yönünden ele alınmalıdır. Dosya kapsamına göre her bir fesih nedeni ve delil durumu değerlendirilmek suretiyle iç hukuk ve uluslar arası hukuk yönlerinden somut olaya özgü değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
F) HÜKÜM :
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.