Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2016/10265 E. 2019/21573 K. 03.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10265
KARAR NO : 2019/21573
KARAR TARİHİ : 03.12.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı iş yerinde çalışırken bir kısım işçilik haklarının ödenmemesi ve kendisine mobing uygulanması sebebiyle iş akdini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti,yıllık izin ücreti alacakları, ödenmeyen ücret alacağı ve manevi tazminat istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının iş akdinin haksız olarak fesh ettiğini, devamsızlık yaptığını herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, mobing yapıldığına dair davacının çektiği ihtarnamede dahi dile getirmediğini,mobing iddiasının gerçek olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu,yıllık izne hak kazandığı, dinlenen tanık anlatımları ve yapılan işin niteliğine göre davacının bir kısım resmi tatil günlerinde çalıştığı, çalışmaları sırasında fazla mesai yaptığı,ödenmeyen ücret alacağı bulunduğu ancak mobing şartlarının dava konusu olayda söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı, bir dönem servis hemşiresi olarak bir dönem ise ameliyathane hemşiresi olarak çalıştığını ileri sürüp her döneme ilişkin çalışma sürelerini belirterek fazla mesai ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı ise davacının çalıştığı süre boyunca fazla mesai yapmadığını savunmuş olup mahkemece tüm çalışma süresi üzerinden servis hemşiresi olarak çalıştığı dönem yönünden davacı vekili beyanına göre, ameliyethane hemşiresi olarak çalıştığı dönem yönünden ise tanık beyanlarına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır.
Davacı, iddiasını ispat açısından tanık deliline dayanmış olup davacı tanıkları davacının sadece ameliyathane hemşiresi olduğu döneme ilişkin tanıklık etmişler,servis hemşiresi olduğu döneme ait herhangibir beyanda bulunmamışlardır.Bu durumda davacının servis hemşiresi olarak çalıştığı döneme yönelik fazla çalışma iddiası bakımından üzerinde bulunan ispat külfetini yerine getiremediği gözetilerek fazla mesai talebinin sadece ispat olunan ameliyathane hemşiresi olarak çalıştığı dönemle sınırlı olarak hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı yılbaşı dışındaki tüm dini ve milli bayramlarda çalıştığını iddia ederken davalı ise davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek alacak hüküm altına alınmıştır.
Ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağını ispat yükü üzerinde bulunan davacı işçi iki tanık dinletmiş olup dinlenen iki davacı tanığı işyerinde dini bayramlarda icap usulü çalıştıklarını, diğer resmi tatillerin ise tümünde çalıştıklarını belirtmekle,icap günlerinde çalışma yönünden birbirleriyle tutarlı, ispata yarar mahiyette beyanda bulunmamış ve icapçı olarak çalışılan günler tespit edilememiştir. Bu durumda ispat yükü üzerinde olan davacı dini bayramlarda çalıştığını ispat edemediğinden dini bayramlara yönelik ücret alacağının reddi gerekirken dini bayramlarda çalışıldığı kabul edilerek karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 03.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.