Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/9122 E. 2015/14347 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9122
KARAR NO : 2015/14347
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle;
“1- Davacı gerek dava dilekçesinde gerekse ıslah dilekçesinde her iki alacak için fesih tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Buna göre, kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren, ihbar tazminatına ise dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken mahkemece her iki alacağa da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı ise de davacı temyizi olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan kısmi ödemenin, talep edilen alacaklardan ne şekilde mahsup edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davalı belediye 28/07/2008 tarihinde davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacakları için 4.083 TL ödeme yapmıştır. Ancak ödeme belgesinde, bu miktarın ne kadarının kıdem tazminatı için ödendiği, ne kadarının ihbar tazminatı için ödendiği belirtilmemiş mahkemece de bu husus taraflara sorulmamış ve araştırılmamıştır. Mahkemece yapılan ödeme ile ilgili olarak bir mahsup işlemi yapılmışsa da yapılan bu mahsup işleminin ne şekilde yapıldığı anlaşılamamış ve yukarıdaki ilke kararımız uyarınca denetimi yapılamamıştır. Bu nedenle öncelikle davalıdan yapılan ödemenin ne kadarının kıdem tazminatı için ne kadarının ise ihbar tazminatı için yapıldığı sorulmalı bu husus açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre yukarıda ilke kararımız doğrultusunda mahsup işlemi yapılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde mahsup işlemi yapılması bozmayı gerektirmiştir.
4- Taraflar arasındaki ikinci uyuşmazlık, hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faiz türünün doğru olarak tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece her iki alacağa da ” Mevduata uygulanan en yüksek yasal faiz” şeklinde faiz uygulanmıştır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz türü en yüksek banka mevduat faizidir. İhbar tazminatına ise yasal faiz uygulanmalıdır.
Mahkemece kıdem tazminatına ” Mevduata uygulanan en yüksek yasal faiz” şeklinde faiz uygulanmışsa da bu ibareden en yüksek mevduat faizinin mi yoksa yasal faizin mi kastedildiği anlaşılamamıştır. Bu durum, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, ihbar tazminatına yasal faiz uygulanması gerekirken ” Mevduata uygulanan en yüksek yasal faiz” şeklinde faiz uygulanması da hatalıdır.
5- Son olarak, hüküm altına alınan alacakların net ya da brüt olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemiş olması hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere yol açacağından bu eksiklik de ayrı bir bozma nedeni yapılmıştır.” gerekçeleri belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dairemizce bozulan ilk kararda, hüküm altına alınan alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu belirtilmiş ancak davacı temyizi olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. Bu durumda, hüküm altına alınan alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi davalı yararına usulü müktesep hak haline gelmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda kabul edilen alacaklardan kıdem tazminatına fesih tarihinden, ihbar tazminatına ise dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz uygulanarak, davalının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açacak şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK’ nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
1- Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan,
“1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 3.176,93.-TL net kıdem tazminatının iş akdinin feshedildiği 31/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,” şeklindeki birinci bendin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine,
“Davanın kısmen kabulü ile, net 3.176,93 TL kıdem tazminatının ıslah tarihi olan 14/03/2012 tarihinden itibaren en yüksek banka meduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” paragrafının yazılmasına,
2- Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan,
“2-898,06.-TL net ihbar tazminatının dava tarihi olan 24/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 4.291,17.-TL net ihbar tazminatının ise ıslah tarihi olan 14/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ” şeklindeki ikinci bendin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine,
“Net 5.189,17 TL ihbar tazminatının ıslah tarihi olan 14/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” paragrafının yazılmasına,
3- Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan,
“3-Fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” şeklindeki üçüncü bendin hüküm fıkrasından tamamen çıkartılmasına, sonraki bentlerin buna göre teselsül ettirilmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.