Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/7588 E. 2015/13706 K. 08.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7588
KARAR NO : 2015/13706
KARAR TARİHİ : 08.04.2015

MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … yol tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 23.11.2000 tarihinde davalı işyerinde hizmetli olarak çalışmaya başladığını, 04.09.2008 tarihinde ise hiç bir haklı neden gösterilmeksizin iş akdinin davalı işverenlikçe feshedildiğini, davacıya zorla istifa dilekçesi imzalattırıldığını, davacının çalışma saatlerinin 08.00 – 19.00-21.00 arası olduğunu, en son aldığı ücretin 610,00 TL olduğunu, yemek masrafları ve yol masraflarının davalı şirketçe karşılandığını, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 04.09.2008 tarihinde okul idaresine istifa dilekçesi vererek işten ayrılmak istediğini bildirdiğini, istifası uygun görülen davacının tüm alacaklarının ödenerek iş akdinin feshedildiğini, davalı şirketin davacıya fazla mesaiye ilişkin borcu da bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının ve Bozma ilamı Özeti:
Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 2011/54402 esas,2014/3695 karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak; “1-Taraflar arasında iş akdinin feshi ile buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı konularında uyuşmazlık vardır. Tüm dosya kapsamından davacının istifa etmek sureti ile iş akdini feshettiği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı Tanıklarının davacının bir kısım çalışmasına tanık oldukları anlaşılması karşısında; bu tanıklarca bilinmeyen dönem için davalı tanıklarının beyanlarına itibarla fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekirken, tüm çalışma süresine tanık olunmayan dönem için de davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda fazla mesai alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. “gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkeme kararında özetle;Dava dilekçesi,ıslah dilekçesi,cevap dilekçesi,Yargıtay bozma ilamı,bozma ilamına uyma kararı,bozma ilamı öncesi celbedilen delillere, celp edilip incelenen kayıt ve belgelere, tanık beyanlarına, … kayıtlarına ,bozma ilamı öncesi aldırılan hesap bilirkişi asıl ve ek raporları ile bozma ilamı sonrası alınan ve hükme esas alınan ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının davalı işverene ait işyerinde 02/01/2001 tarihinde hizmetli olarak işe başladığı,davacının iş akdini 04/09/2008 tarihinde haklı veya geçerli bir neden olmaksızın istifa etmek suretiyle sonlandırdığı bu sebeple davacının kıdem tazminatına ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağından bu taleplerin ayrı ayrı reddi gerekeceği,yine davacının 2008 yılında 8 ay haftanın 5 günü 08.00-20.00 saatleri arasında 1.5 saatlik ara dinlenmenin düşülmesi ile 10,5 saat çalıştığı,cumartesi ise 08.00-14.00 saatleri arası yarım saatlik ara dinlenmenin tenzili ile 5,5 saat çalıştığı,buna göre haftada 58 saat çalıştığı ve yasal çalışma süresini aşan 13 saat için bu dönemde fazla çalışma ücretine hak kazandığı,diğer çalışma dönemine ilişkin ise davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalışmadıklarının anlaşılması karşısında tanıklarca bilinmeyen dönem için davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesi gerektiği böylelikle bu dönemde ise haftanın 5 günü 08.00-18 .00 saatleri arasında 1 saatlik ara dinlenmenin düşülmesi ile 9 saat çalıştığı,cumartesi ise 08.00-14.00 saatleri arası yarım saatlik ara dinlenmenin tenzili ile 5,5 saat çalıştığı,buna göre haftada 58 saat çalıştığı ve yasal çalışma süresini aşan 5,5 saat için bu dönemde fazla çalışma ücretine hak kazandığı,yine davalının zamanaşımı itirazı dikkate alındığında 02/11/2005-04/09/2008 tarihleri arası döneme ilişkin hesaplama yapılması gerektiği,davacının hak kazandığı fazla çalışma ücret alacağının ödendiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı,fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırı olacağından hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmaz olacağından fazla çalışma ücretinden de % 30 indirim yapılması gerçek duruma uygun düşeceğinden davanın kısmen kabulüne, kabul edilen miktar için davacı lehine nisbi vekalet ücretine hükmolunmasına,hakkaniyet indirimi sebebiyle reddolunan miktar için davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmolunmamasına,diğer reddolunan miktarlar için ise davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemenin ilk kararını temyiz eden davalı vekilinin kararı temyiz ederken sunduğu 01.11.2011 tarihli süre tutum dilekçesinin 1.nolu bendinde “Fazla mesaiye ilişkin 4.907,95 TL’ye bir diyeceğimiz yoktur.Ancak bu hüküm fıkrası dışında kalan hususları,kıdem ve ihbar tazminatı kararını temyiz ediyoruz.”şeklindeki açıklaması karşısında; davalı vekilinin ilk kararı fazla çalışma ücreti alacağı açısından temyiz etmediği açıkça anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin bu dilekçesi karşısında Dairemizin 10.02.2014 tarihli,2011/54402 esas,2014/3695 karar sayılı bozma ilamının 2.nolu bendindeki fazla mesai alacağına yönelik bozma, maddi hataya matuf olup;davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği de dikkate alınarak davacı lehine 4.970,95 TL’ye mahkemece hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
3-Hüküm fıkrasında ıslah tarihinin 02.11.2010 yazılması gerekirken 02.11.2014 olarak yazılmasıda hatalıdır.

F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.