YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/534
KARAR NO : 2015/8559
KARAR TARİHİ : 02.03.2015
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının, işten çıkarıldığı tarihe kadar …’nin …’deki deposunda RT Operatörü olarak çalıştığını, müvekkilinin işe girdiği tarihten bu yana davalı …’nin aynı deposunda çalıştığı halde önce …, son olarak da …. isimli taşeron şirket işçisi olarak gösterildiğini, ana firma … işçileri ile birlikte, aynı koşullarda, aynı yöneticilerin talimatları ile çalıştığını, müvekkilinin işe girerken … yetkilileri tarafından görüşmeye çağrıldığını, sınava tabi tutulduğunu ve işe başlamasına da yine … yetkililerinin karar verdiğini, çalıştığı süre boyunca … yetkililerinin emir ve talimatı altında olduğunu, müvekkilinin çalıştığı sürece değişik isimlerde taşeron şirket işçisi olarak gösterilmiş ise de bu şirketlerin görevlisi yada yetkilisi hiç kimse ile muhatap olmadığını, tanışmadığını, davalı şirketler arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi kapsamında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığından müvekkilinin baştan beri … işçisi olduğunu, sendika üyeliği öğrenildikten sonra diğer bir kısım işçiyle birlikte müvekkilinin işten çıkartıldığını, ağır çalışma koşulları, düşük ücret gibi nedenlerle asıl işveren işçileriyle birlikte … sendikasına üye olduklarını, iş akdinin işveren tarafından hiçbir hakkı ödenmeden feshedildiğini, görev yeri değişiliğini kabul etmediği gerekçesiyle işten çıkarıldığı söylenen müvekkilinin bu konuda herhangi bir beyanının olmadığını, kendisine tanınan yasal süre dolmadığı halde alelacele işten çıkarılması, bu konuya ilişkin herhangi bir savunmasının alınmamış olması, gerçekte sendikal nedenle çıkarıldıklarına ilişkin itirafları içeren ses kayıtları, davalı işverenin bildirdiği fesih gerekçesinin gerçeği yansıtmadığının ispatı olduğunu, gerçek fesih sebebinin müvekilinin davalı işyerinde örgütlenme çalışması başlatan … sendikasına üye olması ve iş arkadaşları ile (iş saatleri dışında) sendika üyeliği konusunda konuşması olduğunu, davalı işveren yetkililerinin müvekkil ve birlikte çıkarılan diğer işçileri değişik zamanlarda çağırıp sendika üyeliği konusunda sorguladığını ve diğer sendika üyelerinin isimlerini sorduklarını, …. yetkilileri tarafından istifa etmedikleri takdirde işten çıkarılmakla tehdit edildiklerini iddia ederek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, müvekkillerinden davalı …’nin lojistik faaliyeti sürdürmekte olduğunu, ardiye ve antrepoculuk iş kolunda faaliyet gösterdiğini, diğer müvekkil davalı ..’nin ise ambalajlama, paketleme, etiketleme, yükleme ve boşaltma faaliyetini sürdürmekte olduğunu, her iki şirketin tabi bulundukları işkollarının bir birinden tamamen farklı olduklarını, bu nedenle davayı haklı çıkartmak gayreti içinde dava dilekçesinde ileri sürülen muvazaalı asıl işveren-alt işveren iddiasının bir dayanağının olmadığının ortada olduğunu, her iki müvekkil şirketin 4857 sayılı Kanunun 2. Maddesinde tarifi yapılan şekilde ve yasaya uygun olarak asıl işveren-alt işveren ilişkisi içinde faaliyet gösterdiğini, bu çerçevede, davacının alt işveren işçisi olmasından ya da sendikaya üye bulunmasından ötürü kısıtlanmış bir hakkının söz konusu olmadığını, davacının iş sözleşmesinin “işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli nedenlerle” feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshinden önceki süreçte davacının müvekkillerden …’nin … adresindeki işyerinde depo uzmanı görevinde çalıştığını, Lojistik sektörünün müşteri odaklı olması müşterilerden alınan iş yoğunluğuna göre, zaman zaman işçilerin farklı lokasyonlardaki işyerlerinde görevlendirilebildiğini, müşterilerden gelen siparişlere ve iş yoğunluna göre, işyerlerindeki iş gücü sayısının değişkenlik gösterdiğini, bu çerçevede davacının daha öncede müvekkil şirketin … Bölge Müdürlüğü’nde çalışmakta iken 28/01/2013 tarihinde .. Bölge Müdürlüğü’nde görevlendirildiğini, bu görevlendirmede davacının iş şartlarında aleyhine hiçbir düzenleme yapılmadığını aksine iş şartlarını daha iyileştirici bir davranış sergilendiğini, davacının yeni işyerinde çalışmayı kabul etmemesinden dolayı, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunu’n 22. Maddesi çerçevesinde geçerli nedenle feshedildiğini, davacının iş sözleşmesinin sendikal faaliyet nedeni ile feshedilmediğini, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinden önce ve sonraki dönemler için SGK’dan talep edilecek belgelerden müvekkil şirketlerdeki işçi giriş çıkışları ve çıkan işçilerin sendikalı olmadıklarının görüleceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının …’nin işçisi sayılması gerektiği, feshin geçerli sebebe dayandığının ispatlanamadığı, feshin dayandırıldığı olguların ve haklı nedenin veya geçerli bir sebebin var olmadığı, feshin tutarlı, ölçülü ve kaçınılmaz olmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı, sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren çeşitli olguların ispat ve tesit edilebildiği, işverenin yükümlü olmasına rağmen bu olguların ve davranışlarının nedenini ispat edemediği, feshin sendikal nedenle yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacı işçinin davalılardan …’ ye iadesine ve hükmedilen tazminatlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta işverence gerçekleştirilen feshin haklı ya da geçerli nedene dayanmadığı ve davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir.
İşverence yapılan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18, 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü bir biçimde gösteren çeşitli olguların ispat ve tespit edildiği gerekçesi ile işverence yapılan feshin sendikal nedenle yapıldığı kabul edilmişse de bu husus da yapılan araştırma yetersizdir.
Feshin yapıldığı dönemde sendikaya üye olmayıp, iş sözleşmesi feshedilen işçilerin bulunup bulunmadığı, sendikaya üye olan ve davalı iş yerinde çalışan toplam işçi sayısı ve üyelik tarihleri, sendika üyeliğinden istifa etmesine karşın iş akdi sonlandırılan işçilerin olup olmadığı, sendikalı olup iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin yerlerine yeni işçi alınıp alınmadığı ve yetki prosedürünün başlatılıp başlatılmadığı hususları araştırılmamıştır.
Mahkemece, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma yapılmadan sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.