Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/512 E. 2016/10196 K. 21.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/512
KARAR NO : 2016/10196
KARAR TARİHİ : 21.04.2016

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılardan … ve dahili davalı Bakanlık avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı; 01/05/2007- 31/01/2012 tarihleri arasında son olarak net 1179,00 TL ücret karşılığında davalılardan … bünyesinde terzi sıfatıyla servis sorumlusu olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını; çalışma süresince değişik dönemlerde ihaleleri alan diğer davalı şirketlerin alt işveren sıfatı ile davacıya karşı kendi dönemleriyle sorumlu olduklarını iddia ederek kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ….; davacının 06/07/2007-31/10/2007, 01/05/2010- 30/04/2011, 07/05/2011-12/05/2011, 13/05/2011- 17/05/2011 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını, ihale alan şirket olduğunu, … ile aralarında gerçek anlamda asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, işçiler üzerinde herhangi bir yönetim hakkı olmadığını ve herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak husumet itirazında ve zamanaşımı itirazında bulunmuş; esasa ilişkin olarak da ihale alan diğer şirketler ile aralarında herhangi bir bağlantı olmadığını, husumet itirazlarının reddi halinde de müvekkilin sadece kendi ihale dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının kıdem tazminatını hak etmediğini ve sorumlu oldukları dönemler açısından davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….; davacının 01/08/2008-30/04/2009 tarihleri arasında davalı adına sigortalı olarak çalıştığını, ihale alan şirket olduğunu, … ile aralarında gerçek anlamda asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, işçiler üzerinde herhangi bir yönetim hakkı olmadığını ve herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak husumet itirazında ve zamanaşımı itirazında bulunmuş; esasa ilişkin olarak da ihale alan diğer davalı şirketler ile aralarında bağlantı olmadığını, husumet itirazlarının reddi halinde de sadece kendi ihale dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının kıdem tazminatını hak etmediğini ve sorumlu oldukları dönemler açısından davacının şirket bünyesinde bir yılı doldurmadığı için yıllık izine hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….; davacının 01/05/2009-30/04/2010 tarihleri arasında davalı adına sigortalı olarak çalıştığını, ihale alan şirket olduğunu, … ile aralarında gerçek anlamda asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, işçiler üzerinde herhangi bir yönetim hakkı olmadığını ve herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak husumet itirazında ve zamanaşımı itirazında bulunmuş; esasa ilişkin olarak da ihale alan diğer davalı şirketler ile aralarında herhangi bir bağlantı olmadığını, husumet itirazlarının reddi halinde de sadece kendi ihale dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının kıdem tazminatını hak etmediğini ve sorumlu oldukları dönemler açısından davacının yıllık iznini kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….; ihale alan şirket olduğunu … ile aralarında gerçek anlamda asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, işçiler üzerinde herhangi emir talimat verme veya yönetim hakkı olmadığını ve herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuş, davacının 01/05/2011-31/01/2012 tarihleri arasında davalı adına sigortalı olarak çalıştığını, davacının son brüt ücretinin 1284,75TL olduğunu, davacının şirket bünyesinde bir yılı doldurmadığı için yıllık izine hak kazanmadığını, ihale alan diğer davalı şirketler ile davalının herhangi bir bağlantısı olmadığını, husumet itirazlarının reddi halinde de sadece kendi ihale dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının kıdem tazminatını hak etmediğini ve sorumlu oldukları dönemler açısından davacının yıllık izne hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dahili Davalı …; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının hizmet alımı kapsamında çalıştığını, işverenlerin diğer davalı şirketler olduğunu, yönetim hakkının tamamen davalı şirketlerde olduğunu, davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Çağ şirketine usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya herhangi bir cevap sunmadıkları görülmüştür.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı …, davalı Hazar şirketi ve davalı Bakanlık temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davacının davalı şirketler ve … aleyhine dava açtığı, yargılama sırasında …’nün …’na değil …’na bağlı olduğunun tespiti üzerine davacının 05/08/2014 tarihli dilekçesi ile davayı . …’na yönelttiği, davacı vekilinin bu işleminin HMK’nin 124/3. Maddesi kapsamında husumet tevcihindeki yanılgıyı düzeltme olup yapılan işlemde bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak mahkemece husumet tevcih dilekçesinin davalı Bakanlığa dahili davalı şeklinde tebliğ edilmesinin sonuca etkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
2-HMK 298/2. Maddesi, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını emretmiştir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece hükmün esasını teşkil eden ve duruşmada tefhim edilen hüküm özetinde, hüküm altına alınan kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarına faiz yürütülmediği halde infaza konu gerekçeli kararın hüküm sonucunda, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarına faiz yürütülerek hüküm özeti ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu çelişki, başlı başına bir bozma sebebidir.
3-Kabule göre de, yıllık ücretli izin alacağına yasal faiz yerine mevduat faizi yürütülmesi hatalıdır.
4-Ayrıca, Harçlar Kanunu’nun 13/c maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu tartışmasız olan davalı . …’na harç yükletilmesi de isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nin 298/2. Maddesine aykırı şekilde çelişkili hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.