Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/35233 E. 2019/3009 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35233
KARAR NO : 2019/3009
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait iş yerinde işçi olarak çalışırken haklı bir neden olmaksızın işten çıkarıldığını son maaşının net 1.400,00 TL. olduğunu iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının çağrıya rağmen işbaşı yapmadığını bu nedenle iş akdinin 4857 sayılı Yasanın 25/2 maddesi gereğince devamsızlık nedeni ile sona erdirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
A- Davalı temyizi açısından;
6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. madde 2. fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanun’un 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454’üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yine geçici 1. madde 2. fıkrasına göre; “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.”
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.un 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.un 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar net 518,63 TL. olup karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL. kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.un 426/A, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
B-Davacı temyizi açısından;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı işveren, davacının 19/11/2013 tarihinden itibaren mazeretsiz devamsızlık yaptığı iddiasıyla devamsızlığa bağlı fesih yapmış ise de, davacı işçinin davalının devamsızlık tutanağı tutmaya başladığı 19/11/2013 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnameyle 18/11/2013 tarihinde haklı neden olmaksızın işten kovulduğunu bildirmiş olması karşısında, davalının devamsızlık olgusunu ispat ettiği söylenemez.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 18/11/2013 tarihinde kasap reyonundaki dolabın camlarının temizliğiyle ilgili yaşanan tartışma sonrasında davalı işveren tarafından işten çıkartıldığı, feshin haklı bir nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.