Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/34825 E. 2015/36091 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/34825
KARAR NO : 2015/36091
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2015
NUMARASI : 2015/32-2015/334

Davacı, 29/12/2014 tarihli 23783 sayılı Bakanlık olumlu yetki tespitinin iptali ile iş kolu tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ile davalılardan T.C. Ç.. B.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkil şirketin Gebze’de faaliyet gösterdiğini, esas faaliyet konusunun tüm sunta mdf ve plakalara uygulanabilen kenarband üretimi olduğunu, bu nedenle işyeri işkolunun İşkolu Yönetmeliğinin 04 sırasında kayıtlı olan “Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç” işkoluna değil, 06 sırasında kayıtlı “Ağaç ve kağıt” iş kolunun alt sınıfı olan 31 09 numaralı “diğer mobilya imalatı” iş koluna girdiğinin tespitine, ayrıca davalılardan ….Sendikasının müvekkil işyerinde çoğunluğu sağladığına dair davalı T.C. Ç.. B..’nın 29/12/2014 tarih ve 23783 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı T…. Petrol Kimya ve Lastik Sanayi işçileri sendikası cevap dilekçesinde, davanın Kanunda öngörülen 6 işgünlük hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava şartı olan dava dilekçesini görevli makama kaydettirme şartının da yerine getirilmediğini ve davanın somut delillere dayanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Bakanlık cevap dilekçesinde, davanın süresinde açılmadıysa reddi gerektiğini, Bakanlığın yetki tespiti kararının doğru olduğunu, davacının Bakanlığa işkolu tespiti konusunda herhangi bir başvurusunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı şirketin yetkisine davacı tarafından itiraz edildiği ancak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa ve Sendikalar Toplu İş Sözleşmesinin 43 mad 1 fıkrasına göre kendilerine 42 mad. uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları ve ya sendika üyesi olmayan işveren taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığını veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde mahkemeye yapabileceğini, bu düzenlemeye göre davacı davasını yetki tespiti yazısının kendisine tebliğinden itibaren 6 iş günü içinde açmak zorunda olduğu davacı tarafından dava şartı olan 6 iş günlük sürede dava açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı ile davalılardan T.C. Ç.. B.. vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dava, T.C. Ç.. B.. tarafından yapılan işkolu tespitine itiraz ile olumlu yetki tespitinin iptaline ilişkindir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca İşkolu tespitini, işveren veya üyesi bulunduğu işveren sendikası, işyerinde faaliyet gösteren veya göstermeyi amaçlayan işçi sendikaları ve işyerinde çalışan işçiler talep edebilir. Bakanlıkça verilen işkolu tespit kararı, Resmi Gazetede yayımlanır. Bu tespite karşı ilgililer (başvurmakta menfaati bulunan), kararın yayımını takip eden onbeş gün içinde işyerinin bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede dava açabilirler.
Aynı kanunun 43. Maddesine göre ise 43. Maddesi ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Toplu İş Sözleşmesi Yetki Tespiti İle Grev Oylaması Hakkında Yönetmeliğin 10. Maddesine göre “Kendilerine tespit yazısı gönderilen işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığına dair itirazda bulunabilir.”.
Kanunun 79. maddesine göre ise“Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerde görülür. Ancak yedinci ila on birinci bölümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar için, görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun’un 2/1-c maddesine göre görevli makam; işyeri toplu iş sözleşmesi için işyerinin, işletme toplu iş sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup toplu iş sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, birden fazla Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsayacak grup toplu iş sözleşmesi için ise Bakanlıktır.
Yetki tespiti ve yetki itirazı konusu 6356 sayılı Kanun’un, “Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması” başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme karşısında, yetki tespitinin iptaline ilişkin açılacak davaların görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir.
6356 sayılı yasanın 5.maddesi uyarınca ise, “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.”
5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” İş Mahkemelerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olduğundan, anlaşma ile bertaraf edilemeyeceği gibi genel yetki kuralları da uygulanmaz. Bu halde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmadığından, taraflar yargılama bitinceye kadar yetki itirazında bulunabileceği gibi, mahkeme de yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yetkisizlik kararı verebilir.
Açıklanan kanuni düzenlemelere göre, yetki tespitinin iptali davalarında “işyerinin bağlı olduğu görevli makamın bulunduğu yer iş mahkemesi”, işkolu tespitine itiraz davalarında ise, “işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesi” kesin yetkilidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ç maddesine göre, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. Yine 6100 sayılı Kanun’un 115/2. maddesine göre de, dava şartı yokluğu durumunda mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı şirkete ait işyerinin …. adresinde bulunduğu ve dava dilekçesini 6356 sayılı yasanın 43.maddesi uyarınca…. Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğüne kayıt ettirildiği anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili iki istekte bulunmuştur. İlki işkoluna itiraz, diğeri ise olumlu yetki tespitine itirazdır. Yukardaki normatif hükümlere göre işkoluna itirazın işyerinin bulunduğu iş mahkemesinde, olumlu yetki itirazının ise işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Mahkemece davacının işkolu itirazı hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemiştir. Yetki itirazı uyuşmazlığına bakacak mahkeme ise yetkili mahkeme, davacı işyerinin bağlı bulunduğu Kocaeli Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi olan Kocaeli İş Mahkemeleridir. Mahkemece, öncelikle işkolu itirazı ile ilgili uyuşmazlık tefrik edilmeli ve bu istek hakkında yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Olumlu yetki tespitine itirazda ise yetkisizlik kararı verilmesi gerekir. Mahkemece işkolu itirazı hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmeden, yetki itirazı hakkında ise davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.