YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/33695
KARAR NO : 2019/3515
KARAR TARİHİ : 13.02.2019
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette dava dilekçesinde belirttiği tarihler arasında çalıştığını, ancak haksız yere işçilik alacakları ve hakları ödenmeden davacının işten çıkartıldığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, açılan davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz başvurusu :
Karara karşı taraf vekilleri süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve … Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı iş akdine davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak son verildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının işi kendisinin bıraktığını savunmuştur. Mahkemece davacının iş sözleşmesini fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının ödenmemesi nedeniyle ve işverenin baskıları sonucunda iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği, ayrıca davalı işyerinin davacının iş sözleşmesini tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde haklı nedenle feshedildiğini ispat edemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiş ise de mahkeme gerekçesi iş akdinin feshinin kim tarafından yapıldığı hususunda kendi içinde çelişkili olup kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK. nun 297. ve 298/2. maddelerine uygun değildir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıdaki sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2019 tarihinde oybiriği ile karar verildi.