Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/32117 E. 2019/945 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/32117
KARAR NO : 2019/945
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 18.07.2003-01.11.2013 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik sebebi ile işten ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davacının taleplerinin haksız olduğunu,husumet itirazı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı Bakanlık vekili, husumet itirazı ile davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı şirket vekilinin tüm, davalı Bakanlık vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı HMK ve yargılama hukukumuzda zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Sadece husumette yanılma halinde HMK.nın 124. maddesi uyarınca gerçek tarafa dava dilekçesi tebliğ edilir ve taraf teşkili sağlanır.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde davalı olarak sadece … Tic. A.Ş. gösterilmiş ancak yargılama sırasında davacı vekili tarafından 04.07.2014 havale tarihli dilekçeyle T.C … davaya dahil edilmiştir.
Ancak davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi, husumette yanılmaya dayalı taraf teşkili de olmamakla yukarıda da belirtildiği üzere 6100 sayılı HMK’da “dahili davalı” müessesesi mevcut değildir. Bu itibarla, mahkemece, aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve taraf sıfatı kazanmayan T.C … taraf kabul edilerek hakkında hüküm kurulması hatalıdır.
3-Kabule göre de, mahkemece 6001 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı T.C … aleyhine harca hükmedilmesi, ayrıca davada davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmesine rağmen infazda tereddüde mahal verebilecek şekilde hüküm fıkrasının bir kısım bendlerinde “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile” yerine “davalıdan” denilerek hüküm kurulması hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.