Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/32042 E. 2019/1337 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/32042
KARAR NO : 2019/1337
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, 1993/Aralık ayında…A.Ş’nin işçisi olarak işe başlatıldığını,…A.Ş’nin 27.05.1996 tarihinde unvan değişikliği ile … A.Ş. olduğunu,…/… A.Ş’nin %98 hissesinin Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, davacının 1995 yılında kadrolu olarak… Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Müdürlüğü ve Park ve Bahçeler Müdürlüğünde çalıştığını ve bu birimden 2014/Mayıs tarihinde emekli olduğunu, davacının her ne kadar…işçisi olarak işe girmiş görünse de işe girdiği tarihten ayrıldığı tarihe kadar belediyenin işçisi olarak çalıştığını, kesintisiz olarak davalı belediyedeki çalışmalarının emekli olduğu tarihe kadar devam ettiğini, davacının kıdem tazminatının…/… A.Ş’deki çalışmaları değerlendirilmeksizin ödendiğini, davalı işverenin bu tarihte sigorta girişlerinin yapılmadığından bahisle kurumlarınca esas alınamayacağını bildirdiklerini, … A.Ş’de çalışmaları sırasında çalışanların işe giriş bildirgelerinin verildiğini, usulüne uygun olarak verilmeyen bildirgelerin işleme konulmadığını, işverenin sigorta bildirgeleri konusunda yapmış olduğu hataların işveren ve kurum arasında bir sorun olup işçinin kıdem süresi açısından mağduriyetine sebebiyet verilmemesi gerektiğini, davacının sendikalı işçi olup kıdem teşvik priminden 20 yılı doldurmadığı için yararlandırılmadığını, davacının 1993/Aralık tarihinde işyerine başladığına dair… Belediyesi işçi kimlik kartını dosyaya sunduklarını, bu belgeden de anlaşılacağı gibi 20 yılını dolduran kıdem süresi olmasına rağmen kıdem teşvik priminden yararlandırılmadığını, ayrıca kıdem teşvik primi alacağının da hesaplanarak hükmedilmesi gerektiğini, davacının fiili çalışması esas alınarak işe girdiği tarihten ayrıldığı tarihe kadar ki kesintisiz fiili çalışmaları doğrultusunda kıdem tazminatının ve kıdem teşvik priminin ödenmesi gereken tutarının tahsili için dava açtıklarını ileri sürerek, kıdem tazminatı fark alacağı, kıdem teşvik primi alacağını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yasa gereği kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilebilmesinin mümkün olduğunu, davacının daha önce çalışmış olduğu…Şirketinin ise belediyenin ortak olduğu bir anonim şirket olduğunu, belediyenin ortak olmasının Ticaret Yasasına göre kurulmuş bir ticaret şirketini kamu kurumu haline getirmediğini, bu durumda hizmetlerin birleştirilmesi yoluyla kıdem tazminatı ödenmesinin mümkün olmadığını, davacının…A.Ş’deki çalışmasının iş akdinin feshi ile son bulduğunu ve daha sonra belediye bünyesinde çalışmaya başladığını, işyeri devrinin söz konusu olmadığını, hizmet akdi devrinin söz konusu olabilmesi için devreden işveren devralan işveren ve işçinin üçlü mutabakatının varlığı gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, somut olayda ise böyle bir mutabakatın varlığından söz edilemeyeceğini, dava içeriğine bakıldığında dolaylı olarak davacının…A.Ş’deki çalışmasına ilişkin hizmet tespiti talebini içerdiğini, ortada yazılı deliller varken yalnızca tanık beyanlarına itibar edilerek davacının çalışmasının tespitinin mümkün olmadığını, işverenin kamu kurumu olması durumunda işverence tutulan kayıtların gerçeği yansıttığı, bu kayıtlara itibar edilmesi gerektiği, davacının … Büyükşehir Belediyesinde 04.12.1995-14.05.2014 tarihleri arasında çalıştığını, buna göre hizmet süresinin 18 yıl, 5 ay, 11 gün olduğunu, her ne kadar davacının … A.Ş’de geçen 10 ay 10 günlük çalışması ve 1 yıl 6 ay günlük askerlik borçlanması kıdem tazminatına esas hizmet süresinin hesaplanmasında dikkate alınarak kıdem tazminatı bu hesaplanmaya göre ödenmişse de askerlik borçlanmasının ve … A.Ş’de geçen çalışmalarının kıdemli işçiliği teşvik primine esas hizmet süresinin hesaplanmasında dikkate alınamayacağını, kıdemli işçiliği teşvik priminin işçinin işveren belediye bünyesinde fiili olarak geçen hizmetleri dolayısıyla işçinin teşviki amacıyla verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi Toplu İş Sözleşmesinin 34.maddesinde öngörülen “kıdemli işçiliği teşvik primi”ni talep etmiş, mahkemece askerlik borçlanma süresi de eklenerek 20 yıllık kıdeme ulaştığı gerekçesiyle 20 yıl karşılığı olan 35 günlük teşvik primi hüküm altına alınmıştır.
Davacının davalı nezdinde geçen hizmet süresi 18 yıl 5 ay 11 gün olup, daha önce … A.Ş.’de geçen 10 ay 10 gün eklendiğinde 20 yıllık kıdem şartı oluşmamaktadır. Borçlanılan askerlik süresi olan 1 yıl 6 aylık sürenin işyerinde geçen kıdem süresine eklenerek kıdemli işçiyi teşvik primi hesabı doğru olmaz. Borçlanılan askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması 1475 sayılı Kanun’un 14/4.maddesinden kaynaklanmakta olup, askerlik süresinin davalı işyerinde geçen süreye ilavesi ile toplu iş sözleşmesi ile getirilen kıdem teşvik priminden yararlanması mümkün değildir.
Davacının davalı işyeri ve devreden işyerinde geçen toplam fiili çalışma süresi 20 yıldan az olduğundan toplu iş sözleşmesinin 34.maddesinde öngörülen 35 günlük teşvik priminin koşulları oluşmamıştır. Bu yöndeki talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.