Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/31554 E. 2019/4454 K. 21.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/31554
KARAR NO : 2019/4454
KARAR TARİHİ : 21.02.2019

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan …İnş. Tem. Tur. ve Tic. A.Ş. ve İstanbul Ulaşım ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

1- 6100 sayılı HMK. na göre dava, aleyhine usulüne uygun şekilde dava açılanlar aleyhine yürütülüp, sonuçlandırılabilir.
6100 sayılı HMK. da açılmış bir davaya zorunlu dava arkadaşlığı dışında “ dahili dava “ yolu ile davalı ithali mümkün değildir.
Yasal düzenlemelere ve Dairemizin yerleşik uygulamasına göre asıl işveren- alt işveren ilişkisinde asıl işveren ile alt işverenler ve alt işverenler arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesi ile davalı olarak sadece …İnş. Tem. Tur. Ve Tic. A.Ş. ni göstererek dava açmıştır.
Davacı vekili 12.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile asıl işveren … A.Ş. ile son alt işveren Vizi İnş. Ltd. Şti.-Keti İnş. Ltd. Şti. Ortaklığı’ nın davaya dahil edilmesini talep, etmiş, mahkemece talep kabul edilerek davalı … dahili davalılar aleyhine- karar başlığında “davalılar” şeklinde yazılarak hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan asıl işveren … A.Ş. ile son alt işveren Vizi İnş. Ltd. Şti.-Keti İnş. Ltd. Şti. Ortaklığı’ nın aleyhine usulüne uygun dava açılmadığından, dahili davalılar aleyhine hüküm kurulması hatalıdır.
2- Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Karar gerekçeli, kendi içerisinde tutarlı olmalı, çelişki içermemelidir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemenin karar gerekçesinde davacının iş akdinin emeklilik nedeni ile sona erdiğinin belirtilmesine rağmen kötüniyet tazminatı talebi değerlendirilirken iş akdinin davalı işveren tarafından her hangi bir sebep gösterilmeden feshedildiği ve kötüniyet tazminatı iddiasının ispatlanamayacağı belirtilmiştir.
Davacının iş akdinin yaşlılık aylığı almak amacı ile ( emeklilik ) feshedilmesi karşısında kötüniyet tazminatı talebinin iş akdini fesheden tarafın kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği gerekçesi ile reddine karar verilmesi gerekirken, fesih şekil ve sebebinde çelişki yaratılması hatalıdır.
3- Kabule göre karar gerekçesinde davalılar ( davalı … dahili davalılar ) arasındaki hukuki ilişkinin gerekçelendirilmemesi de hatalıdır.
Bu nedenlerle, Mahkemece hakkında usulüne uygun dava açılmayan dahili davalıların davacının hüküm altına alınan alacaklarından sorumlu tutulması ve gerekçe içerisinde fesih şekil ve sebebinde çelişki yaratılması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, nispi temyiz harcının ilgilisine iadesine, 21.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.