Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/3121 E. 2015/13623 K. 08.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3121
KARAR NO : 2015/13623
KARAR TARİHİ : 08.04.2015

MAHKEMESİ : … İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı,iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz talebi mahkemece, 22/12/2014 tarih ve 2013/558 E-2014/567 K. sayılı ek karar ile süreden reddedilmiştir.
Temyiz talebinin süreden reddine ilişkin 22/12/2014 tarih ve 2013/558 E-2014/567 K. sayılı ek karar da, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Yukarıda da belirtildiği gibi davalı vekilinin temyiz talebi, mahkemece bir ek kararla süreden reddedilmiştir.
Dava dilekçesinde davalının adresi:… sok. No:… …/…/… olarak gösterilmiştir.
Dava dilekçesi ve duruşma günü yukarıda yazılı olan adrese tebliğe çıkartılmış ve “adreste birlikte oturan …” imzasına tebliğ edilmiştir.
Sonrasında, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi, aynı adrese tebliğe çıkartılmış, bu kez davalının adresten taşındığından bahisle tebliğ edilememiştir.(yani tebliği yapılmak istenen ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporu merciine iade edilmiştir)
Bunun üzerine, gerekçeli karar da dahil tüm tebligatlar, yukarıdaki adrese Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre yapılmıştır.
Dava 25/03/2013 tarihinde açılmıştır.
Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden ve tüm dosya kapsamından, davalının dava dilekçesinde belirtilen işyerini, dava açılmadan önce 23/01/2013 tarihinde kapattığı, aynı tarihte bahsi geçen işyerinin bulunduğu adreste … ve … ünvanlı bir firmanın (işletmenin) yine ekmek üretimine yönelik işyeri açtığı ve işletmeye başlattığı, yukarıda yazılı tebligatta ismi geçen … ‘ın (imzasına tebligat yapılan kişi) … ve … ünvanlı bu işletmenin ortaklarından olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle, davanın başından beri yapılan tebligatlar usulsüz olup, bu kapsamda gerekçeli kararın tebliği de usulsüzdür.
Gerekçeli karar tebliği usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu’nun usulsüz tebligatı düzenleyen 32 nci maddesi uyarınca davalının tebliği istenen evrakları öğrendiğini/aldığını beyan ettiği günün tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu durumda temyiz talebi süresindedir. Temyiz talebinin süreden reddine dair ek karar hatalı olup kaldırılması gerekir.
Davalı vekilinin temyiz talebinin süreden reddine dair mahkemece verilen 22/12/2014 tarih ve 2013/558 E-2014/567 K. sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
Yukarıda da açıklandığı üzere, yargılamanın başından beri davalıya yapılan tebligatlar usulsüzdür. Davalı, davadan haberdar edilmemiş, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılmış,davalı kendisine karşı dava açıldığını, karar verildikten sonra öğrenmiştir. Yargılama, davalının yokluğunda yapılıp, sonuçlandırıldığından davalı yargılamaya katılamamış, kendisini savunamamış, delillerini sunamamış, karşı tarafın iddialarına cevap verememiş, davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın yargılamaya katılımı sağlanmalıdır. Davalı yargılamaya katılarak, savunma hakkını kullanabilmeli, davacının iddialarına karşı cevap verebilmeli, yargılama aşamasında yapılan iş ve işlemlere karşı beyanlarını ve itirazlarını sunabilmelidir. Hukuka uygun ve adil yargılama bunu gerektirir. Taraf teşkili sağlanmadan davalının yokluğunda yapılıp, sonuçlandırılan bir yargılama, ne muhakeme hukukumuza ne de T.C. Devletinin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan medeni muhakeme hukuku kurallarına uygundur. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.