Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/29921 E. 2019/3206 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/29921
KARAR NO : 2019/3206
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, dava dilekçesinde, davaya konu alacakların tümüne fesih tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Islah dilekçesiyle ise kıdem tazminatı dışındaki miktarı artırılan alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir.
Mahkemece ise kıdem tazminatı dışındaki talepler yönünden hangi tarih olduğu belirtilmeden “temerrüt tarihi” denilerek faize hükmedilmiştir. Ücret alacağının miktarı ıslahla artırılmadığından ve talep sonucundan daha azına karar verilebileceği gözetildiğinde, mahkemece ücret alacağında faize temerrüt tarihinden itibaren karar verilmesi isabetli ise de, infazda karışıklığa yol açacak şekilde temerrüt tarihinin hangi tarih olduğunun belirtilmemesi, ayrıca ıslah dilekçesiyle miktarları artırılan fazla mesai ve yıllık izin alacaklarında, davacı tarafından artırılan kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren faiz istenmesine rağmen talep aşılarak ve yine infazda karışıklığa yol açacak şekilde temerrüt tarihinin hangi tarih olduğu belirtilmeden, temerrüt tarihi denilerek faize hükmedilmesi ve son olarak hüküm altına alınan alacak miktarlarının net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, hüküm fıkrasının üçüncü, dördüncü ve beşinci bentlerinde yer alan sırasıyla yıllık izin, fazla mesai ve ücret alacaklarına ilişkin bentlerin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
“3- Net 2.250,79 TL. yıllık izin alacağının 1.000,00 TL.sinin temerrüt tarihin olan 23/09/2012 tarihinden, kalan 1.250,79 TL.sinin ise talep gibi ıslah tarihi olan 23/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Net 3.615,21 TL. fazla mesai alacağının 1.000,00 TL.sinin temerrüt tarihin olan 23/09/2012 tarihinden, kalan 2.615,21 TL.sinin ise talep gibi ıslah tarihi olan 23/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Net 3.965,68 TL. ücret alacağının temerrüt tarihi olan 23/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” bentlerinin yazılmasına,
Yine hüküm fıkrasının ikinci bendinde kıdem tazminatı miktarı olarak yer alan “… 6.860,81 …” rakamlarından önce “… Net …” sözcüğünün yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/09/2018 tarih ve 2018/2 E, 2018/8 K, sayılı İBK, uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, nispi temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.