Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/2973 E. 2015/9990 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2973
KARAR NO : 2015/9990
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı belediye, davacının talep ettiği alacaklardan sorumlu olmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiş, Darimizin kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarından yapılan % 50 oranındaki hakkaniyet indiriminin hakkın özünü zedeleyecek şekilde fahiş olduğu, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği halde ıslah ile arttırılan miktarlara faiz uygulanmasının, hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda gösterilmemesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, yargılama sırasında mahkemece bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra davacı davasını ıslah etmiş ancak ıslah dilekçesinde faiz talep etmemiştir. Bu durumda, kıdem tazminatı alacağının dava dilekçesi ile talep edilen kısmına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, ıslah ile arttırılan kısmının ise faizsiz olarak hüküm altına alınması gerekirken, talep aşılarak alacağın tamamına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK’nun geçici 3/2 maddesi yollaması ile HUMK’ nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan;
“3.329.12 TL kıdem tazminatının 27.08.2009 akdin fesih tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine.” şeklindeki birinci bendin birinci alt bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine,
“3.329,12 TL kıdem tazminatının, dava dilekçesi ile talep edilen 2.000 TL’lik kısmının iş akdinin fesih tarihi olan 27/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte, kalan kısmının ise ıslahta faiz talep edilmediğinden faizsiz olarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine.” paragrafının birinci bendin birinci alt bendi olarak hüküm fıkrasına eklenmesine,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 11/03/2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Yerel mahkemece, ıslah ile arttırılan ancak ıslah ile arttırılan kıdem tazminatı için fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Temyiz incelemesi sonucu çoğunluk görüşü ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da çoğunluk görüşü ile verdiği gerekçe gibi “dava konusunun ıslah sureti ile arttırılması kısmi ıslah kabul edilerek ve ek dava niteliğinde değerlendirilerek, ıslah ile arttırılan miktara ıslah dilekçesinde talep olmadığı, talep aşılarak faiz yürütülmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
Islah, karşı tarafın onayına ve yargıcın kararına bağlı olmaksızın bir tarafın usule ilişkin yaptığı işlemleri, gerekli giderleri vermek koşuluyla yasada belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun biçimde tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuksal bir işlemdir.
Normatif düzenleme, HMK .’un 176. maddesine göre;
“(1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.”
Kısmen ıslahta davada daha önce yapılmış olan belli bir usuli işlemin düzeltilmesi söz konusudur. Kısmen ıslaha uygulamada sıklıkla dava konusunun(müddeabihin) arttırılması biçiminde rastlanmaktadır. Davanın kısmen ıslahı ile davada yapılmış olan belli bir usul işlemi ıslah edilir(düzeltilir) ve bundan sonraki usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sağlanır.
Kısmi ıslah sureti ile dava konusunun arttırılması ile kısmi dava dilekçesinde belirtilen miktarın arttırılmasına ilişkin usul işlemi düzeltilmekte ve dava tam eda davası niteliğini almaktadır. Dava dilekçesinde faiz istemi var ise ıslah ile miktar arttırıldığından ayrıca ıslah dilekçesinde faiz istenmesine gerek bulunmadığı gibi ıslah ise arttırılan isteklere temerrüt varsa temerrüt tarihinden faiz yürütülmesi gerekir. Zira kısmi ıslah da olsa ıslah bir ek dava değildir, bu dilekçe ile dava dilekçesinde kısmi olarak istenen miktar düzeltilmiştir.
Yerel mahkemenin ıslah ile arttırılan kıdem tazminatı miktarına fesih tarihinden faiz yürütülmesi isabetli olduğundan, yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulması ve düzeltilerek onanması doğru değildir. Çoğunluk görüşünde açıklanan gerekçe ile katılınmamıştır.