Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/28754 E. 2019/2115 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28754
KARAR NO : 2019/2115
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 03/09/1999-27/02/2014 tarihleri arasında çalıştığını, sigortadan aldığı yazı ile sigortalılık süresinin 16 yıl ve prim ödeme gün sayısının ise 5519 gün olduğunu …2.Noterliği’nin 28/02/2014 tarih, 2915 yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalı işverene bildirerek, iş sözleşmesini 1475 Sayılı Kanunu’nun 14.maddesi uyarınca tek taraflı olarak feshettiğini, bakiye kıdem tazminatının ödenmediğini, hafta tatili ve genel tatil çalışmalarına ilişkin ücretlerinin ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca günde ortalama 4-5 saat fazla çalışma yaptığını, bunların ücretinin ve kullandırılmayan yıllık izinlerinin ücretinin de ödenmediğini, en son net maaşının 2.370,00 TL olduğunu, ayrıca yol ücreti ödendiğini, bir öğün yemek verildiğini, maaşının bir kısmının bankaya yatırılmak suretiyle ve bir kısmının elden ödendiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iddia edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiğinden, kıdem tazminatına ve talep edilen diğer alacaklara hak kazanamayacağını, buna rağmen kıdem tazminatı ve diğer haklarının ödendiğini, davacının asgari ücretle çalıştığını, yol ve yemek ücretlerinin de bulunduğunu, ücrete ve ücretin ödenme şekline ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının ücretinin imzalı bordrolarda gözüken kadar olduğunu, imzalı bordrolara karşı yazılı delil sunulabileceğini, …1.İş Mahkemesi’nin 2009/208 esas dosyasında, emsal nitelikte çalışan işçilerin açtığı işçilik alacaklarına ilişkin davalarda işçilerin 1.050,00 TL ücretle çalıştığının kesinlik kazandığını, davacının …Bankası Emlak Konut …şubesindeki 6699046 numaralı hesabına 28/03/2014 tarihinde 5.000,00 TL ve 06/05/2014 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL kıdem tazminatı ödendiğini, çalıştığı süre boyunca tüm yıllık izinlerini eksiksiz kullandığının sunulan yıllık izin defterinden anlaşılacağını, buna ilişkin alacağının bulunmadığını, işyerinde hafta içi günler 08:30-17:30 saatleri arasında ve cumartesi günleri 10:00-14:00 saatleri arasında çalışıldığını, öğlen 1 saat yemek molası ve günde 2 kez 15’er dk.çay molası bulunduğunu, davacının 14 yıl boyunca fazla çalışmalarının karşılığını almadan aynı yerde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki, işyerinde çok nadir durumlarda fazla çalışma yapıldığını, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre ücret bordrosunu ihtirazi kayıtsız imza eden işçinin o aya ilişkin herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını, davacının fazla çalışma iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, işyerinde hafta tatillerinde, genel tatillerde ve milli-dini bayramlarda çalışma yapılmadığını, davacının ücret bordroları incelendiğinde anılan günlerde çalışmasının olmadığının, zorunlu durumlarda çalışmış ise karşılığının ödendiğinin görüleceğinisavunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz başvurusu :
Karara karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının ücretinin net 1649 TL olduğunun kabul edildiğinin açıklanmasına rağmen hüküm altına alınan alacakların bilirkişi raporunda davacının son ücreti brüt 3.438,22 TL kabul edilerek yapılan hesaba göre belirlenmesi gerekçe – hüküm çelişkisi olup kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK. nun 298. maddesine uygun değildir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16/01/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.