Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/27261 E. 2018/23166 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27261
KARAR NO : 2018/23166
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.05.2008-19.02.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde pasta ustası olarak aralıksız çalıştığını, ancak sigorta girişinin geç yapıldığını ve çalışma süresi içerisinde 2-3 kez sigortaya girdi-çıktı yapıldığını, son net ücretinin 1.650,00 TL. olduğunu, son bir buçuk yıldır ücretin elden ödendiğini, ondan öncesinde ise asgari ücret kadar ücret tutarının banka aracılığıyla kalanın ise elden ödendiğini, işyerinde yemek verildiğini, mesainin 08.30’da başladığını, yoğunluğa göre 17.30-21.00’a kadar sürdüğünü, müvekkilinin sadece 11 gün yıllık izin kullandığını, kendisine hiç asgari geçim indirimi ödenmediğini, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 22.07.2008 tarihinde çalışmaya başladığını, 2010 yılında istifa ettiğini, sonra tekrar başvurduğunu ve işe başlatıldığını, asgari ücret tutarında ücret aldığını, işyerinde 10’dan işçi çalıştığı için bir süre sonra ücretlerin elden ödendiğini, davacının 08.30-09.00 gibi işe geldiğini, 17.00 sıralarında işten ayrıldığını, yıllık izinlerini kullandığını, genel tatillerde çalışmadığını, genelde bayramların son günü kendi isteği ile işe geldiğini, işten istifa ederek ayrıldığını, işyerinin 31.03.2013 tarihinde … Ltd. Şti.’ne devredildiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya ait işyerinde belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile 22.07.2008 – 19.02.2013 tarihleri arasında aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığı, işten ayrıldığı tarihteki son aylık net ücretinin 1.650,00 TL. olduğu, davacı ve davalı tanıklarının anlatımlarından anlaşılacağı üzere, davacının mevcut kıdemi dikkate alınarak, kendiliğinden işi terketmesi hayatın olağan akışına aykırı görüldüğünden, davalı işverenin iş akdini kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi gerektirmeyecek şekilde feshedildiğini ispatlayamadığı, tanık anlatımları tevilli beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davacının çalıştığı işe bir başkasının alındığı doğrulandığı, bu nedenlerle, bilirkişinin 24.11.2014 tarihli raporda belirtilen davacının ıslah talebi de dikkate alınarak saptanan, kıdem ve ihbar tazminatlarından davalı taraf faizi ile birlikte sorumlu tutulduğu, tanık anlatımları ile davacının fazla mesai yaptığı kanıtlanmış bulunduğundan, davalının zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak benimsenen bilirkişinin 17.04.2015 tarihli ek raporundaki hesaplanan miktardan takdiren % 30 taktiri indirim yapılarak geriye kalan fazla mesai ücretinden faizi ile birlikte sorumlu tutulduğu, tanıkların beyanlarının değerlendirilmesinde, dini bayramların iki günü dışındaki ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıldığının kanıtlandığı davalının zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak benimsenen bilirkişinin 17.04.2015 tarihli ek raporundaki hesaplanan miktardan takdiren % 30 taktiri indirim yapılarak geriye kalan ulusal bayram genel tatil ücretinden faizi ile birlikte sorumlu tutulduğu, davacının çalıştığı süre içinde 2012 yılında 11 gün olarak yıllık izinlerini kullandığını, diğer izinlerini kullanmadığını beyan ettiği, davalı tarafın yöneltmiş olduğu bu konudaki yemin teklifini yerine getirmiş olduğundan, bilirkişinin 17.04.2015 tarihli raporundaki yıllık izin ücretinden faizi ile birlikte sorumlu tutulduğu, davalının, davacının 2012/3-12 aylara ilişkin ücret hesap pusulalarında asgari geçim indirimi ücretinin ödendiğini kanıtlamış bulunduğundan, bugünler dışlanarak bilirkişinin 17.04.2015 tarihli raporundaki asgari geçim indirimi ücret alacağından faizi ile birlikte sorumlu tutulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Asgari geçim indirimi talebinde 2012 yılı bordroları bakımından, mübrez 2012 yılı bordro fotokopilerinde asgari geçim indirimi tahakkukları ve davacıya atfen imzalar mevcuttur. Mahkeme gerekçesinde “2012 yılı Mart -Aralık aylara ilişkin ücret hesap pusulalarında asgari geçim indirimi ücretinin ödendiğini kanıtlamış bulunduğundan, bugünler dışlanarak bilirkişinin 17.04.2015 tarihli raporundaki asgari geçim indiriminden sorumlu tutulmuştur.” yönünde açıklama bulunsa da Mahkeme’nin esas aldığı 17/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda 2012 yılı bordroları gözetilmemiştir. Çünkü, 17/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar 2012 yılı satırında 2 ay için asgari geçim indirimi hesaplandığı yazılsa da hesaplandığında 2012 yılı bakımından aslında 12 ay için hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan miktar, daktilo hatası sonucunda 2012 yılının tamamını da kapsar şekilde yapılan toplam alacak miktarı hesaplamasından düşük yazılmış ve bu düşük miktar Mahkeme tarafından esas alınmıştır. Esasen daktilo hatası sonucu bilirkişi raporunun sonuç kısmında davacı aleyhine meydana gelen fark, 2012 yılı bordroları gözetilmiş olsa idi davacı aleyhine meydana gelecek olan farktan büyüktür. Bu nedenle, neticeten, temyiz eden davalı aleyhine bir durum doğmadığı ve davacı temyizi de olmadığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Asgari geçim indirimi ve bordrolar bakımından, davalı vekili bila tarihli, 09/07/2014 tarihli bilirkişi rarporuna itiraz ettiği dilekçesi ekinde bazı çok küçük fotokopiler halinde silik bordrolar ibraz etmiştir. Öncelikle, davalı vekilinin bu dilekçesinde ek olarak belirttiği sayıda bordronun dilekçe ekinde yer almadığı anlaşıldığından, davalıda mevcut bordroların tamamının ibrazı için davalı vekiline usulüne uygun kesin süre verilmelidir. Ayrıca, gerek dosyada mevcut bordrolar gerek sunulacak bordrolar, normal boyutlarda ve okunaklı olarak dosyaya ibraz edilmelidir. Bordrolar silik, okunaksız ve incelenmesine engel teşkil edecek kadar küçük boyutlarda olmamalıdır.

Taraflardan sorularak dosyada mevcut banka kayıtları dışında varsa banka kayıtları celbedilmelidir.
Bordrolardaki asgari geçim indirimi tahakkuklarının ödendiğinin belge ile anlaşılması halinde o aylar için asgari geçim indirimi talebi reddedilmelidir.
4-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücretinin hesaplanması bakımından, cumartesi günleri saat 21:00’e dek çalışıldığını sadece 2009 yılında bir süre çalışan tek davacı tanığı belirtmiştir. Diğer 2 davacı tanığından birinin davalı yanındaki işi 2012 yılında son bulmuştur. Diğer bir davacı tanığı ise zaten 2009 yılında çalışmamıştır, işe başladığı tarihten sonra yaşanan çalışma koşullarından bahsetmiş olması doğaldır. Bu durumda, sadece 2009 yılında kısa süre çalıştığı için 2009 yılındaki çalışma koşulları hakkında beyanda bulunan davacı tanığının beyanına göre davacının Cumartesi günleri çalıştığı kabul edilebilecek dönem, 2009 yılında çalışan davacı tanığının çalışma süresi ile sınırlı olmalıdır.
Bir diğer deyişle 2009 yılında çalışan davacı tanığının çalışma tarih aralığı belirlenerek davacının bu tarih aralığında Cumartesi günleri saat 21:00’e dek çalıştığı, 2009 yılında çalışan davacı tanığının davalıda çalışmadığından bilemeyeceği dönem bakımından ise davacının Cumartesi günleri de normal mesai kabul edilen 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılıp sonuca gidilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.