Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/27094 E. 2018/23021 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27094
KARAR NO : 2018/23021
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
“Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 11.08.2009-22.08.2014 tarihleri arasında dizplast bölümünde makine operatörü olarak çalıştığını, aylık net 925,00 TL. ücret aldığını, yemek ve servis uygulamasının olduğunu, davalı iş yerinde 2013 yılı şubat ayına kadar fazla çalışmaların ödenmediğini ve bordrolara yansıtılmayarak sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, 2013 yılı Şubat ayından sonra davalı iş yerinin teftiş geçirmesi nedeniyle mesailerin bir kısmının gösterilerek kalan kısmı yine eksik yatırılmaya devam edildiğini, hafta içi mesailerin %50 hafta sonu mesailerin %100 olarak hesaplanması gerekirken normal çalışma süresi gibi hesaplama yapıldığını, bu hesaplamanın dahi tam olmadığını, davalı iş yerindeki müdürlerin bazı kısım şefleri tarafından fazla mesaiye kalma konusunda baskı uygulandığını mesaiye gelmeyeceklerini bildirenlere iş kanunu kapsamında kalmalarını sağlamak maksadıyla kötü niyetli olarak haklarında tutanak tutulduğunu ve yasal haklarının gasp edilmek istendiğini, iş kanununa göre mesai düzenlemesinin mesaiye kalacak çalışanlara önceden sorularak çizelge hazırlanması suretiyle yapılması gerekirken davalı iş yeri uygulamasında emrivaki yöntemiyle mesai düzenlemesini yapıldığını, mesaiye kalamayacaklar hakkında işlem yapılacağı tehdidinde bulunarak ay sonunda mesailerden 7,5 saat süre için kesinti olduğunu çeşitli şekillerde psikolojik baskı uygulandığını, çok fazla iş yüklenmek suretiyle birden fazla makinede aynı anda çalışma yapılmasının beklendiğini işçilerin her gün farklı makinede çalıştırılarak aynı performansı göstermesinin beklendiğini, yıllık izinlerin kullanılmasının engellendiğini, işin olmadığı az olduğu zamanlarda sen yarın işe gelme denilerek 1 günlük zorunlu izin kullandırıldığını, davacının gece vardiyasında çalıştığı dönemde işe gitmek için hazırlanırken veya iş yerine gittiğinde bugün işe gelmeyiniz denilerek o günkü mesaisinin ortadan kaldırıldığını, davacı ve diğer çalışanların maaşlarının 3 aydır zamanında ödenmediğini, geciken ücretlerini ne zaman alacaklarını sormaları üzerine insan kaynakları müdürü Önder Kaya’nın çalışmak istemeyen defolsun gitsin ben bunların hesabını sizden soracağım, tazminatlarınızı yakar sizi 25. maddeden atarım şeklinde tehditte bulunduğunu, davacının iş yerindeki hukuka aykırı tutumların düzeltilmesi hususunda defalarca sözlü uyarıda bulunduğunu bu hususların dikkate alınmadığını, aynı bölümde çalışan aynı işi yapan aynı konumda bulunan başka çalışanlara fazla maaş verildiğini, bu çalışanların yıllık izin vs. alacakları hususunda sorun çıkartılmadığını, bu durumun davalı açısından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenmiş olan eşit davranma yükümlülüğüne Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen ilkelere aykırı olduğunu, bu nedenlerle iş akdinin 4857 İş Kanunu’nun 5. ve 24. maddesi gereğince haklı sebeple 22.08.2014 tarihli noter ihtarnamesiyle feshetmek zorunda kaldığını, davalı iş veren tarafından tarafına 22.08.2014 tarihli noter ihtarnamesinin gönderildiğini, hafta içi ve Cumartesi günleri bir hafta 08:00 -20:00 saatleri, bir hafta 20:00 – 08.00 saatleri arasında çalışıldığını, ayrıca ayda ortalama 2 Pazar günü çalışmanın devam ettiğini beyanla, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ayrımcılık tazminatı olmak üzere 3.500,00 TL’nin davalı işverenden tahsili talep ve dava etmiştir.”
B)Davalı Cevabının Özeti:
“Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kısmi dava açılamayacağını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının 11.08.2009-25.08.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacının üst üste 3 gün işe mazeretsiz gelmemesi nedeniyle iş akdinin davalı şirket tarafından haklı sebeple ve derhal feshedildiğini, dava dilekçesinde belirtilen tüm hususları kesinlikle kabul etmediklerini, davacıya Önder Kaya tarafından hakaret ve tehdit edilmediğini, davacı ve diğer 7 işçi tarafından haksız yere işi durdurmak, topluca işi terk etmek yönünde tehditlerde bulunulduğunu, davacının kendi iddialarının dahi çeliştiğini, mesai yapmaya zorlandığını belirtirken diğer yandan mesaisinden ortadan kaldırıldığının iddia edildiğini, davacının diğer çalışanlara eşit davranılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunun bu işçiler tarafında davalı işveren aleyhine açılmış davaların olduğunu, 8 işçinin de haksız iddialarda bulunduğunu, dava açmayı kafasına koyan davacı ve diğer 7 işçinin 21.08.2014 tarihinde saat 16:00 da maaşların ödenmemesini mazeret göstererek işyerini terk edeceklerinin söylenmesi üzerine, işçilerin ödemelerinin kanunun el verdiği süre içinde ödendiğini, yine de davacının işyerini terk ettiğini, 22.08.2014 – 23.08.2014 – 25.08.2014 tarihlerinde izinsiz olarak işe gelmediğini, bu hususların tutanak altına alındığını, davacının derhal işe başlaması aksi halde iş akdinin feshedileceğine dair 25.08.2014 tarihli noter ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen işe gelmeyen davacının iş akdinin 25.08.2014 tarihi itibariyle feshedildiğini, davacının net ücretinin 925,00 TL. olduğunu, tüm ödemelerin davacının banka hesabına yatırıldığını, dosya kapsamına sunulan ücret bordrolarının imzalı olduğunu, davalı işyerinde kabul gören çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 08:00 – 16:00 arasında olduğunu, gece vardiyasının 20:00-04:00 saatleri arasında olduğunu, 1 saat yemek ve yarım saat çay molası olduğunu, davacının çalışma süresini aşmadığını, gündüz mesaisinde saat 16:00 dan sonra gece mesaisinde 04:00 den sonraki çalışmaların fazla çalışma olarak değerlendirilerek ücretlerinin ödendiğini, davacının 5 günlük yıllık izin alacağının ödendiğini, fazla çalışmalarının bordrolarda tahakkuk edilerek banka yoluyla davacıya ödendiğini bordroların davacı tarafından imzalandığını, bordrolarda çalışmaların kalem kalem gösterildiğini, davacının taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.”
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildi.
D)Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmişlerdir.

E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı dava dilekçesinde 1.250,00 TL. fazla mesai alacağı talep etmiş, rapor sonrasında bu talebini ıslah ile artırarak 2.250,82 TL.’ye yükseltmiştir. Davalı vekilinin ıslaha karşı süresinde yaptığı zamanaşımı defi mahkemece değerlendirilerek 862,34 TL. fazla mesai alacağı bulunmuş ve bu miktardan %40 takdiri indirim yapılarak 518,00 TL. fazla mesai alacağına hükmedilmiştir. Davalının dava açıldığı tarih itibariyle cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i yoktur. Bu nedenle ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilirken dava dilekçesinde talep edilen ve zamanaşımına uğramayan 1.250,00 TL. korunmak zorundadır. Bu nedenle mahkemenin re’sen yaptığı zamanaşımı def’ine göre yaptığı hesaplama hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş bilirkişiden ek rapor alarak sonuca gitmektir.
3)Hüküm altına alınan miktarların net mi, brüt mü olduğunun hükümde gösterilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının gözetilmemesi HMK.nın 297/2. maddesine aykırı olup, hatalıdır.
4)Davacının yatırdığı başvuru harcının yargılama gideri olarak davalıya yükletilmemesi hatalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.