Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/25437 E. 2018/21749 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/25437
KARAR NO : 2018/21749
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı işyerinde Aralık 1996 tarihinde işe başladığını, 1998 Kasım ayında askere gittiğini, askerden döndükten sonra 2002 yılı mart ayından itibaren iş akdinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği 29/01/2009 tarihine kadar çalıştığını işçilik alacaklarının ödenmediğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 29/04/2003 tarihinde işe başladığını, başka bir şirkette ortak olacağı gerekçesiyle kendi isteğiyle 29/01/2009 tarihinde işten ayrıldığını taleplerin gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacı aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı aynı zamanda ortağı olduğunu iddia ettiği davalı işyerinde üretim sorumlusu olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca zaman zaman avans mahiyetinde bir miktar ücret aldığını ancak genel olarak ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek tüm çalışma dönemi için ücret alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece davacının ücret alacağının hangi döneme ilişkin olduğunu açıklamaması, dosya içinde tüm çalışma dönemini kapsamamakla birlikte imzalı bordroların bulunması, davacı adına bankadan yapılan para çıkışları ile ilgili taraflar arasında derdest davalar bulunması ve davacının ücretin eksik ödendiği iddiasının dosyadaki delil durumu nedeniyle ispatlandığının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın ücret alacağı talebi reddedilmiştir.
Dosyada mevcut imzalı bordrolarda her ay davacıya asgari ücret tutarında ödeme yapıldığı ve bu bordroların davacı tarafından imzalandığı görülmektedir. Ayrıca davacıya neyin karşılığı olduğuna ilişkin bir açıklama yapılmadan 69.248,00 TL ödeme yapıldığı da görülmektedir.
Öncelikle çalışmayı ispat külfeti iddia eden davacı işçide, ödemeyi ispat külfeti ise ödeme savunmasında bulunan davalı işverendedir. Buna göre davacının son ücretinin net 3000 TL olduğunun ispatlanması karşısında hak edilen tüm ücretlerin ödendiğinin ispat edildiği söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacının çalışma süresi boyunca her ay asgari ücrete tekabül eden miktar ücretini aldığını kabul etmek, ödenmesi gereken bakiye ücret bakımından ise davacının iddia ettiği gibi ortak olup, olmadığı hususunu araştırıp işyerinin aynı zamanda ortağı olduğunun anlaşılması durumunda ödenen 69.284,00 TL’nin kar payı olarak kabul edilmesi davalının savunduğu gibi ortaklığın ispat edilememesi durumunda da söz konusu bu ödemenin ücret alacağına karşı ödendiği kabul edilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir.
Bu husus araştırılırken ortaklık iddiasının ispatı külfetinin bunu iddia eden davacı işçide olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.