Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/23571 E. 2018/20677 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/23571
KARAR NO : 2018/20677
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 10/11/2011-14/06/2013 tarihleri arasında davalı … AŞ’nin Kadıköy şubesinde kafeterya görevlisi olarak kesintisiz olarak 700,00 TL maaş, yemek ve yol sosyal yardımları ile haftanın 6 günü 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, davacının maaşına zam yapacağının söylenilmesine rağmen yapılmadığını, müvekkilinin uzun zamandır maaşının düzenli ödenmediğini, daha sonradan ödeneceği bildirilen 2013 yılının mart, nisan ve mayıs maaşlarının hiç ödenmediğini, ancak müvekkilinin işi kaybetme korkusuyla çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin üç aylık maaşının ödenmemesi sebebiyle haklı fesih yaptığından kıdem alacaklarının doğduğunu, normal çalışma süresi olan 45 saati geçmesine rağmen fazla mesailerinin ödenmediğini, yıllık izni kullandırılmadığı gibi yıllık izin ücreti de verilmediğini, iş yoğunluğundan dolayı izinli günlerinde ve genel tatil günlerinde çalışmak zorunda kaldığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının davasının belirsiz alacak davası olması nedeniyle dava şartlarının yokluğundan davanın reddinin talep edildiğini, davacının yaklaşık 1 yıl 7 ay çalıştığını, yıllık izin tutanaklarından anlaşılacağı üzere hak etmiş olduğu 14 günlük yıllık iznini kullandığını, müvekkil şirkette 2 vardiya sistemi ile çalışıldığını, ilk vardiyanın 07.00-16.00 saatleri, ikinci vardiya ise 11.00-20.00 saatleri arasında düzenlendiğini, çalışma dilimlerini davacı ve çalışanların kendilerinin seçtiklerini, 1 saat yemek molası ve 15 er dakikalık iki mola daha olduğunu, böylelikle haftalık çalışmasının 45 saati geçmediğini, davacının çalışmış olduğu bölümde mesai uygulanmasının bulunmadığından dolayı fazla

mesai alacağının da dava konusu edilemeyeceğini, davacının vardiya usulüyle çalıştığı için dini ve milli ayrımı yapılmaksızın nöbetine denk geldiği sürece çalıştığını, bu nedenle davacının hafta tatili alacağının bulunmadığını, banka hesap kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacının ücret alacağının bulunmadığını, gecikmeli olarak yapılan ödemelerin ise müvekkili şirketin içinde bulunduğu ekonomik kriz sebepli olduğunu ve bu durumun ticari defter kayıtları ve aylık ciro dökümlerinde sabit bulunduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının 18/11/2011 -14/06/2013 tarihleri arasında 1 yıl 7 ay 4 gün kıdem ve hizmet süresinin olduğu, davacının ücretinin net 700,00 TL, brüt 978,60 TL olduğu, davacı işçinin davalı işverenin işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesini davacının sona erdirdiği konusunda bir uyuşmazlık söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının ücretlerinin ödenip ödenmediğine ilişkin olduğu, tanıkların beyanları da dikkate alınmak suretiyle karar yerinde gösterilen davacı işçinin ödenmeyen ücretleri sebebiyle iş akdini sonlandırmasının İş Kanunu’nun 24/II maddesi uyarınca haklı sebep niteliğinde olduğu, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı vekili davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını beyan etmiş ise de buna ilişkin herhangi bir belge veya izin defteri sunmadığı, bilirkişi tarafından davacının kıdemi itibariyle hak ettiği 14 günlük izin karşılığı yapılan ücret hesaplaması karar yerinde gösterildiği, ücret bordrolarında davacının imzası bulunmadığı, yine dosyaya sunulan banka kayıtlarında işçinin hangi aylara ilişkin ödemeleri aldığının anlaşılamadığı, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya itibar edildiği, tüm dosya kapsamından davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığının, gerek resmi gerekse dini bayramlarda vardiya usulü çalıştığının ve haftanın 6 günü çalıştığının anlaşıldığı gerekçesi ile hafta tatili çalışması ücreti dışındaki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tanığının davalıya karşı davası mevcuttur. Davalı tanığının beyanına göre davacının fazla mesai çalışması bulunmamaktadır. Davacı tanığının beyanlarını destekleyen başka deliller de mevcut olmadığından salt davacı tanığının beyanları esas alınarak fazla mesainin sübut bulduğu kabul edilemeyeceğinden fazla mesai ücreti talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Ayrıca, davacı tanığının kendisinin saat 16:30’da çıktığını belirtmesine ve davalı tanığının beyanında da sübut bulunmamasına rağmen davacının saat 21:30’a dek çalıştığının kabul edilmesi, davacı tanığının davacıdan önce ayrıldığını tarih vererek ifade etmesine rağmen davacının hizmet süresinin sonuna kadar, yani, davacı tanığının bilmediği dönem için de davacı tanığına dayanılarak hesaplama yapılması, kabule göre hatalıdır.
Diğer yandan, ulusal bayram genel tatil ve fazla mesai arasında mükerrer hesaplama bulunmaktadır.
Şöyle ki; davacının ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı için ulusal bayram genel tatil ücretine hükmedilen günlerin 7,5 saate kadar olan kısmının fazla mesai hesaplamasında dışlanması gerekmekte iken, bu dışlamanın yapıldığına dair bir açıklama olmadığından bu durumun denetime elverişsiz ve muhtemelen mükerrer hesaplama olarak bırakılarak hüküm kurulması da, kabule göre hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.