Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/22577 E. 2015/25284 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22577
KARAR NO : 2015/25284
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, işkolu tespit kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı ve dahili davalılardan … avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili şirketin ana sözleşmesindeki kuruluş gayesi ve kurulduğundan bu yana fiilen yürüttüğü hizmet ve fiilen yaptığı iş ile bu işin yürütüldüğü şirkete ait fabrikalardaki üretim faaliyeti nazara alınmadan … 08.04.2011 tarih 27899 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2011/58 sayılı … iskelesinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle iş kolları tüzüğünün 22 sıra nolu “ardiye ve antrepoculuk” iş koluna girdiğine dair 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesi gereğince verdiği işkolu tespit kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde; … nın 2011/53 sayılı işkolu tespit kararına göre, şirkete ait … ana faaliyet konusu olan gübre üretimi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulduğunu, iskele yerinin irtifak hakkı sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülük nedeniyle üçüncü şahıslara hizmet verildiğini, limanda yürütülen faaliyetlerin dökme yükün gemilere yüklenmesi ve boşaltılmasından ibaret olduğunu, limanda yapılan işlerin işkolları tüzüğünün 22 sıra numaralı ardiye ve antrepoculuk işkoluna girdiği tespitinin bildirildiğini, … Başmüfettişi …’in hazırladığı 25/02/2011 tarihli inceleme raporunun sonuç kısmında söz konusu işyerinde yürütülen işin iskelelerde yapılan boşaltma, yükleme, ambarlama ve depolama işleri olduğunu, bu işlerin işkolları tüzüğünün 22 sıra numarasında yer alan ardiye ve antrepoculuk işkoluna girdiğini, işverenin aynı işkolunda bir başka işyerinin bulunmaması nedeniyle işyerinin 2822 sayılı Kanunun 3.maddesi anlamında işletme niteliğinde olmadığının detaylı olarak açıklandığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C) Mahkemenin ilk kararı dairemizin 2014/8739 esas 2014/11214 karar sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak “Davaya konu tespit kararında …’ne ilişkin bir tespit yapılmamış olması sebebiyle, … ve … arasında asıl iş veren alt iş veren ilişkisinin bulunup bulunmadığı bu yargılamanın konusu değildir.
…’ye ilişkin tespit bakımından; konularında uzman üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak … iskelesinde … işçileri tarafından yapılan iş belirlenerek, işkolu tespiti yapılması gerekirken, eksik incelemeyle kurulan hüküm hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
D) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, … işçileri tarafından iskelede esas itibariyle gerçekleştirilen işin şirketin esas faaliyet konusu olan gübre üretimine yardımcı faaliyet olduğu, bu itibarla “ardiye ve antrepoculuk” iş kolunda olmayıp “petrol kimya ve lastik” iş kolunda olduğu gerekçesiyle; davalı …’nın 08/04/2011 tarihli 27899 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve “…Ş. İskelesi’nde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İş Kolları Tüzüğü’nün 22 sıra numaralı ‘…’ iş koluna girdiğine” ilişkin 31/03/2011 tarihli 2011/53 karar nolu iş kolu tespit kararının iptaline karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Kararı davalılar …, … temyiz etmiştir.
F) Gerekçe:
İş kolu tespitinde birim olarak işyerinin alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 Sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz.Esener, Turhan: İş Hukuku Bası 3 Ankara 1978 sh 83-84; Ekonomi, Münir: İş Hukuku, Ferdi İş Hukuku C 1, İstanbul 1987 sh 59; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri Bası 21, İstanbul 2008 sh 56-57; Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Ferdi İş İlişkileri Bası 3 İzmir 1998 sh 121; Süzek Sarper; İş Hukuku Bası 4 Ankara 2008 sh 173-178; Mollamahmutoğlu Hamdi İş Hukuku Bası 3 Ankara 2008 sh 191-201; tüm genişliği ve ayrıntılarıyla Yenisey/Doğan, Kübra: İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, Yayınlanmış Doçentlik Tezi, İstanbul 2007 sh 23-37).
İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır.
Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır.
Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfaatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faaliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverene de asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir.
6356 sayılı kanunla bir birimin bağlı yer veya bağımsız bir işyeri olarak nitelendirilmesi daha da önem kazanmıştır. Bir birim bağımsız bir işyeri olarak nitelendirildiğinde işkolu bu birim içinde yürütülen asıl işe göre belirlenirken, aynı birim bağlı yer olarak nitelendirildiğinde asıl işyerinde örgütlenmiş bir sendikanın faaliyet alanına ve toplu iş sözleşmesinin kapsamına dahil olacaktır. Bir birimin bağlı yer olarak nitelendirilmesi için işin niteliği yönünden bağlılık yeterli olmayıp, yürütümü bakımından da bağlılık gerekir. Yönetimde birlik ölçütünden anlaşılan farklı birimlerdeki mal veya hizmet üretiminin tek elden yürütülecek biçimde örgütlenmesi, bu birimlerin bağımsız bir organizasyon niteliği taşımamasıdır.
Asıl iş ve yardımcı iş kavramının her bağımsız işyeri için bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Asıl iş yardımcı iş ayırımı bir işyerindeki işler için geçerli olup, işletme seviyesinde incelenemez, bir işletmeyi oluşturan farklı işyerleri arasında asıl iş yardımcı iş ilişkisi kurulamaz (Ekonomi, 1991:41-43; Taşkent, 2006:608; Çelik, 2010:123; Çelik, 2013:459-460; Narmanlıoğlu, 2013: 88-89; Doğan Yenisey, 2007:316; Tuncay ve Savaş, 2013:45 ; Arıcı, 2012:313; Yıldız, 2010: 138; Doğan, 2011:135; Bedük: 2012:17; Yuvalı ve Güleşçi, 2013:77. Sendikal Örgütlenmede İşkolu Esası ve İşkolunun Belirlenmesi Kübra Doğan YENİSEY, Çalışma Ve Toplum Dergisi. Sayı 39). Asıl işe yardımcı işler de aynı işverene bağlı olması koşuluyla asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacaktır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, üçüncü kişilerden sağlanan iskele hasılatı ile gübre satışından sağlanan hasılat oranları değerlendirildiğinde davacı şirketin asıl işi olan gübre imal ve satış işinin daha ağırlıkta olduğu görülmektedir. Ancak işkolu tespitinin iş yeri ile sınırlı olarak yapılması gerektiği; asıl iş, yardımcı iş, ağırlıklı olarak yapılan işin belirlenmesinde de tespite konu işyeri ile sınırlı hareket edilmesi gerektiği göz ardı edilmiştir. Şirketin asıl faaliyet konusundan elde ettiği hasılat ile üçüncü kişilerden sağlanan iskele hasılatı karşılaştırılarak işyerindeki esas faaliyet konusu belirlenerek işkolu tespiti yapılması hatalıdır.
Yargılamaya konu işyerinin ayrı bir sicil numarasıyla kaydedilmemiş olması bu yerin ayrı bir işyeri olarak değerlendirilerek işkolu tespiti yapılmasına engel değildir.
Yargılama sırasında davacı şirket işyerinde yürütülen esas faaliyetin kimyevi gübre üretimi olduğunu, iskelenin bu üretimle ilgili ham maddelerin tahliyesi, mamul gübrelerin ihracat veya satışı ve sevk edilmesi amacıyla inşa edildiğini, gübre ve gübre ham maddelerinin büyük tonajlarda olması ve bu sebeple gemilerle getirilmesi zarureti dolayısı ile dış ülkelerden getirilmesinde ve ihraç edilmesinde bütün ülkelerde gübre fabrikalarının bu işlemleri iskelelerde yapmak zorunda olduğunu, bu sebeple iskelelerde yürütülen faaliyetlerin asıl iş değil esas işe yardımcı iş olduğunu savunmuştur.
Ancak dosyada yer alan 08.02.2011 tarihli … düzenlenen tutanakta, işyeri yetkilisinin işveren şirkete ait liman tesislerinin şirketin ana faaliyet konusu olan gübre üretiminin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulduğunu ancak çevreden gelen talepler üzerine tesislerinin genişletilerek üçüncü kişilere ait malların gemilere yüklenmesi ve boşaltılması için de hizmet verdiğini, bu yükümlülüğün iskele yerinin irtifak hakkı sözleşmesinden kaynaklandığını; dolayısıyla şirket olarak üçüncü şahıslara da hizmet verme zorunluluğunda bulunduklarını bugün için yaklaşık hizmetin %80 nin üçüncü kişilere verildiği yönünde açıklamalar yer almıştır.
İş kolu tespitinde birim olarak tespite konu işyerinin esas alınması gerekmektedir. Bu sebeple yargılamaya konu iskelede davacı …’ye sunulan hizmet ve üçüncü kişilere sunulan iskele hizmeti ; tespite konu işyerinde …’ye sunulan hizmet karşılığı elde edilen hasılat ve üçüncü kişilere sunulan iskele hizmeti karşılığı elde edilen hasılat karşılaştırılarak asıl işin belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
G) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.