Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/22381 E. 2015/31242 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22381
KARAR NO : 2015/31242
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2015
NUMARASI : 2014/162-2015/254

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette 08.09.2003 tarihinden itibaren Saha Yönetimi Uzmanı olarak çalıştığını, müvekkilinin 21.02.2014 tarihinde İş Kanunu’na aykırı şekilde işten çıkarıldığını, feshin haksız olduğunu beyan ederek feshin geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı işçinin 09.09.2003 tarihinden itibaren müvekkil şirket bünyesinde çalıştığını, müvekkil şirketin etik kurulu tarafından 28.01.2014 tarihinde davacı işçi ile ilgili bir inceleme yapılmasına karar verildiğini, bu inceleme neticesinde davacı işçinin iş sözleşmesinin, .. İşyeri Etik Politikasının Çıkar Çatışması başlığı altında yer alan akrabalar ile ilgili rakiplerde 2. Derece de olsa akrabaları çalışan adaylar başvuruları görev itibariyle sorun teşkil edebilecek durumlarda Avea’da işe alınmazlar, alındıktan sonra bu durumun gerçekleşmesi halinde konuyu İnsan Kaynakları Grubuna ve yöneticilere derhal bildirirler maddesi doğrultusunda rakip operatörde çalışan akrabalarının bulunmasına rağmen bunu bildirmediğini, savunması alınırken çelişkili ifadeler verdiği ayrıca .. ve .. operatörlerle iş yapma potansiyeli olan firma sahibinin abisi olduğu, üstelik ..’da çalışan .. ile abisi arasında kritik şirket bilgilerinin paylaşıldığını, akrabalık ilişkileri nedeniyle çıkar çatışması ihtimalini ve ..’nın zarar görme riskini artırmış olduğunu, müvekkil şirket ile davacı işçi arasındaki güven ilişkisi zedelendiğini, bu sebeple iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Mahkeme gerekçesinden alıntılanan “Yapılan yargılamaya,toplanan delillere, celp edilip incelenen kayıt ve belgelere, tanık beyanlarına, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya teklif edilen pozisyonun masa başında olduğu çalışmış olduğu pozisyonun ise sahada icra edildiği ve davacı işçinin öncesinde prim gelirinin teklif edilen pozisyondakinden fazla olduğu buna ek olarak da sosyal haklar anlamında davacı işçinin çalışmış olduğu pozisyonda işin doğası gereği araç imkanının bulunduğu teklif edilen pozisyonda bu imkanın bulunmadığı, ancak tüm tespitlere rağmen davalı şirketin saha elemanlarının azaltılmasından önce ve sonrasında bu bölüme yeni işçi alımını yapmaması diğer bölümlere kaydırılan elemanlarda kıdemi gözetmesi çalışanlarının istihdamını koruma adı ve fesihin son çare olması ilkesi uyarınca tutarlı şekilde bir davranış sergilediği ve incelenen görev tanımlarından davacı işçinin yetkinlikleri de dikkate alınarak başka bir pozisyonda istihdam edilme imkanının bulunmadığı ayrıca davacı ile birlikte 6 arkadaşının değişiklik teklifini kabul ettiği, 4 arkadaşının kabul etmediği ve 8 arkadaşının ise talepli fesih yoluyla geçerli nedenle iş akitlerini sonlandırdıkları anlaşılmıştır.” İbarelerini içeren bölümün dosya ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı görülmektedir. Bu bölümün devamı olan “Dava konusu olayda dava dosyasına ibraz edilen sigorta kayıtlarından iş yerinde 30 işçiden daha fazla işçinin çalıştığı,dava dilekçesi cevap dilekçesi ve dava dosyasına ibraz edilen sigorta kayıtlarından davacı işçinin işyerindeki kıdeminin 6 aydan fazla olduğu, davanın 1 aylık yasal süre içersinde açıldığı, ancak 4857 Sayılı İş Kanunun madde 19/1 e göre feshin yazılı olarak yapılması ve işverenin fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesi gerektiği ve davalı tarafça dava dosyasına fesih bildiriminin ibraz edildiği, davacı işçinin savunmasının işveren tarafından alındığı fesih işleminin bu savunma alındıktan sonra olayı inceleyen bir kurul tarafından gerekçekleştiği ve bundan hareketle de davacı işçinin iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği kanaatine varılarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” Şeklindeki kısım ise dosyaya alınan bilirkişi raporunun hukuki değerlendirme kısmı olup davacının iş sözleşmesinin feshinin neden haklı olduğu ve bunu belirlerken hangi delil ve olgulara dayanıldığının açıklanmadığı, kaldı ki olayda davalının haklı feshe değil geçerli feshe dayandığının görüldüğü, kararın gerekçesiz olduğu gerekçenin iddia, savunma ve dosyadaki maddi delilleri karşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu şekildeki karar HMK’un 297, 298 ve 321 maddelerine aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.