Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/22036 E. 2015/25564 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22036
KARAR NO : 2015/25564
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket, davalının sigortalı işçi olarak çalıştığı sırada yaptığı suiistimal sonucu zimmetine geçirdiği mal ve paraların karşılığı olarak, kendi el yazısı ve imzası ile tanzim ederek vermiş olduğu 26 / 10 / 2004 tanzim, 26 / 12 / 2004 ödeme tarihli ve 9.500,00 TL bedelli senede dayalı olarak davalı aleyhine Balıkesir 1. İcra Müdürlüğünün 2008 / 4933 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının 23 / 08 / 2009 tarihinde borcunun bulunmadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını , senedin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini , davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına , davalı tarafından yapılan haksız itiraz nedeniyle davacı lehine alacağın % 40 ‘ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş akdinin haksız olarak feshedilmesi üzerine işveren aleyhine ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, izin alacağı gibi işçilik haklarının tahsili için Balıkesir İş Mahkemesinin 2005 / 1370 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını , işverenin, davalının kendilerine borcu olduğundan bahisle takas talebinde bulunduğunu ve dava konusu senede dayalı olarak Balıkesir 1. İcra Müdürlüğünün 2008 / 4933 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçtiğini, davalı işçinin işverene borçlu olmadığını, bu yüzden borcuna karşılık senet imzalayarak vermesinin söz konusu olmadığını, takip konusu senetteki imzanın davalıya ait olmadığını, davalının davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, senette belirtilen adres ile davalının bir alakası bulunmadığını, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davalının yapılan takibe borcu bulunmadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz etmiş ise de, alınan bilirkişi raporları karşısında senetteki imzanın kendisine ait olduğu dolayısıyla itirazının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulamada sık sık görülmektedir. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek geliştirmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
Dosya içeriğine göre; davacı şirket, davalının iş yerinde çalıştığı sırada yaptığı suistimal sonucu zimmetine geçirdiği mal ve paraların karşılığı olarak 26.10.2004 tarihli bonoyu düzenleyerek verdiğini iddia etmiştir. Ancak davacı taraf bu iddiasını tanık, yazılı belge vs. ile ispat edemediği gibi bu iddiaya ilişkin davalı hakkında suç duyurusunda da bulunmamıştır. Bunun yanı sıra davalı işçinin iş akdinin feshi üzerine şirket aleyhine açtığı işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin İş Mahkemesinin 2005/ 1370 Esas sayılı dava dosyasında yer alan, Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından düzenlenen rapora göre “ şirket tarafından ibraz edilen belgeler çerçevesinde işçinin gerçekten firmayı zarara uğrattığı hususunun sabit olmadığı, işçinin haksız olarak işten çıkarıldığı” tespit edilmiştir.
Davalı işçinin iş akdinin fesih tarihinin 26.10.2004 tarihi, bononun da düzenlenme tarihinin aynı gün olması, davacı şirketin zimmete para geçirme iddiasını kanıtlayamamış, icra takibinin bononun düzenlenme tarihinden çok sonra 05.06.2008 tarihinde başlatılmış olması nedenleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı aleyhine icra takibine konu edilen senedin işe girerken, davacı şirket tarafından teminat amacı ile alındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece senedin teminat senedi olduğu ve davalının bu senetten dolayı borçlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bonoda yer alan imzanın davalıya ait olduğunun tespiti ile yetinilerek bonoya konu miktar yönünden davalının borçlu olduğunun kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.