Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/22002 E. 2015/31313 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22002
KARAR NO : 2015/31313
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2015
NUMARASI : 2015/52-2015/159

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, 01/10/1987-27/05/2014 tarihleri arasında davalı sigorta şirketinde Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, davalı şirketin bir hukuk bürosu ile anlaşma yaparak tüm hukuk işlerini bu hukuk bürosuna devretmeye karar verdiğini, bu nedenle davacının iş akdinin 27.5.2014 günü feshedildiğini, iş akdinin feshedilmesinden 5 gün sonra 02.06.2014 tarihinde davacının yeniden işe alındığını, Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya devam ettiğini, bu arada davalı şirketin Yönetim Kurulu’nun değiştiğini, yeni gelen Yönetim Kurulu’nun hukuk bürosu ile yapılan sözleşmeye son verdiğini, hukuk işlerinin şirket bünyesinde görülmesi kararını aldığını, davacının bu değişikliklerin yaşandığı süreçte dava dosyalarının hukuk bürosuna devredilmesi ve sonradan devralınması sırasında yoğun bir mesai harcadığını, davacının Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı olarak çalışmasını sürdürürken, 06.01.2015 tarihinde iş akdinin tekrar feshedildiğini, fesih beyanında gerekçe olarak İş Kanununun 25/II-h (görevini yapmamak) ve 25/II-ı (zarara sebebiyet vermek) maddelerinin gösterildiğini, davacının iş akdinin haksız ve dayanaksız olarak feshedildiğini, davacıya fesihten önce hiç bir uyarı yapılmadığını, nasıl bir zarara neden olduğunun açıklanmadığını ileri sürerek; davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğinin tespit edilerek işe iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının, müvekkili şirket bünyesinde 01/10/1987 – 06/01/2015 tarihleri arasında “Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı” olarak görev yaptığını, davacının görevini yerine getirirken gerekli özeni göstermemesi ve sorumluluğunu aşan yetki kullandığının tespit edilmesi nedeniyle 06/01/2015 tarihinde hizmet sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından hukuk hizmetlerini daha hızlı, ekonomik, zamanında ve gerektiği şekilde raporlanabilmesi, hukuk alt yapısının sağlamlaştırılabilmesi ve şirket menfaatine uygun her türlü hukuki yardımın alınabilmesi için Hukuk Büroları ile Avukatlık Sözleşmeleri imzalandığını, bu durumun 16/05/2014 tarihinde davacıya bildirildiğini, aynı yazıyla teknik ve fiziki şartların sağlanmasıyla birlikte hukuk müşavirliği servisindeki görevine ‘ Dünya Ticaret Merkezi B-1 Blok No:16 Yeşilköy/İSTANBUL’ adresinde devam edeceğinin bildirildiğini, davacının gösterilen adreste çalışmaya başlaması için uygun teknik ve fiziki şartların sağlanmış olduğunu, yeni çalışma yerine ulaşımı için araç tahsisi yapıldığı 26/05/2014 tarihinde davacıya bildirilmiş olmasına rağmen, davacının gösterilen adreste çalışmayacağını ifade ettiğini, bunun üzerine 27/05/2014 tarihinde iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, daha sonra davacının bu kez müvekkili şirketteki işine, müvekkili tarafından gösterilen adreste devam etmek istediğini bildirdiğini, 02/06/2014 tarihinde yeniden işe girişinin yapıldığını, davacı yeniden işe alınmış olmasına rağmen, fesih tarihinde yapılan ödemelerin iade alınmadığını, müvekkili şirketin Hukuk İşleri Müdür Yardımcısı olan davacı, merkez hukuk servisinin işleyişinde görevli olduğunu, yapılan tüm işlemlerin takip ve denetimini yapması gerekirken yapmadığını, müvekkili şirketi zarara uğratacak mahiyette ödemelere onay verdiğini, bu yolla müvekkili şirketi zarara uğrattığını, bu nedenle müvekkili şirketin, dosyalarıyla eşleştirilmemiş serbest meslek makbuzlarının sistem girişleriyle karşı karşıya kaldığını, serbest meslek makbuzu tanzim olunarak sisteme girişi yapılan birçok dosyada da, ilgili avukatın hukuki hizmetine rastlanmadığını, bu ücretlerin ödemesine onay veren ve kontrolsüz şekilde ödemeyi gerçekleştiren davacının zarar nedeniyle kusurlu ve sorumlu olduğunu, bu sebeplerle, davacıyla iş ilişkisinin sürdürülmesinin imkansız hale geldiğini, davacının iş sözleşmesinin 06/01/2015 tarihînde haklı nedenle feshedildiğini savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, an çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminat; işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı olmaksızın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenecektir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. (12.12.2013 gün ve 2013/8422 Esas, 2013/33052 Karar sayılı ilamımız). Dairemiz yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin savunulmasına karşın ihbar tazminatı ödemesinde bulunulduğu bu durumun çelişki arz ettiği ve haklı feshi ispata yarar hiçbir delil sunulmadığı, feshin bu nedenlerle haklı veya geçerli nedene dayanmadığı yönündeki yerel mahkemenin gerekçesi isabetlidir.
Ancak davacının davalı nezdindeki hizmet süresi, 15 yıldan fazla olup yukarıdaki ilkeler doğrultusunda işe başlatmama tazminatının 4 ay yerine 5 ay olarak belirlenmesi dosya içeriğine uygun olacaktır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 204.50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 05/11/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.