Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/21615 E. 2018/16651 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21615
KARAR NO : 2018/16651
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.11.2010-11.01.2014 tarihleri arasında en son idari işler müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından işini daha ucuz iş gücü ile halletmek politikası nedeniyle davacıya baskı ve mobbing uygulanmak suretiyle feshedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bir kısım işçilik alacaklarına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili; davacının iş akdinin davalı işveren tarafından feshedilmediğini, davacının 11.01.2014 tarihinde işverenle yapmış olduğu küçük bir tartışma neticesinde iş yerini terk ettiğini ve bir daha da işe gelmediğini, davalının, davacının işe gelmesi için çaba harcadığını ancak davacının yine de işe gelmediğini, yaşanan tartışmanın her işyerinde olabilecek bir tartışma olduğunu, davalı işverenin, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye cevaben de iş akdinin feshedilmediğini, işe geri dönmesini söylediğini, buna rağmen işe gelmeyen davacının kendi isteği ile işe gelmediğini, bunun istifa niteliğinde olduğunu, davacının fazla …… yapmadığını, dini bayramlarda izin kullandığını, davacının bir kısım yıllık ücretli izinlerini kullandığını, davacının davalı işyerinden 30.000,00 TL borç aldığını, bir kısmını ödediğini ve bakiye 19.450,00 TL borcunun kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliler ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık, işveren tarafından yapılan kısmi ödemenin işçinin hangi alacağına mahsup edileceği noktasında toplanmaktadır.
İş sözleşmesinden doğan para borçlarının kısmi ifasında, mahsubun ne şekilde yapılacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Kanunu’nun yukarıda belirtilen genel hükümleri kapsamında sorun çözümlenmektedir. İşçinin işverenden bir alacağının, örneğin sadece kıdem tazminatı alacağının bulunduğu durumlarda, kısmi ödeme nedeniyle mahsup işlemi Borçlar Kanunu’nun 84’üncü maddesi çerçevesinde yapılacaktır. Dairemiz uygulamasına göre, temerrüde düşmüş olan işverenin yaptığı kısmi ödeme işçinin bu hususta beyanda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmelidir.
Borcun taksitle ödenmesi konusunda yapılan anlaşma aksi öngörülmemişse, kural olarak, işçinin faiz talebinden vazgeçtiğini kapsar. Ancak, bu sonuç işverenin taksit anlaşmasına uygun hareket etmesine bağlıdır. İşverenin taksitlerden birini zamanında ödememesi halinde, işçinin faizle ilgili feragati geçersiz hale gelir ve sadece ödenmeyen taksit için değil, tüm alacak için faiz talep hakkı doğacaktır. Bu durumda ödenmiş olan önceki taksitlerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekecektir. Kuşkusuz taksit sözleşmesinin işçinin serbest iradesi ile meydana gelmesi gerekir.
İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanunu’nun 86’ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanunu’nda işçinin sözleşme ve Kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş Hukuku Mevzuatımızda Basın İş Kanunu’nun 14’üncü maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret, çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla ……, …… tatili ücreti, …… ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120’nci maddesi uyarınca, işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir.
Buna göre örneğin, 5.000 TL ihbar tazminatı, 7.500 TL kıdem tazminatı, 2.500 TL ücret, 2.000 TL fazla …… ve 500 TL yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere takibe konu yapılmamış toplam 17.500 TL alacağı olan bir işçiye işveren tarafından yapılacak 15.000 TL lik bir kısmi ödeme, öncelikle muaccel olan normal aylık ücret ve fazla …… alacağına ilişkin borçlarına mahsup edilmelidir. Kalan miktar ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti borcuna mahsup edilecektir. Anılan borçların muacceliyet tarihleri aynı olduğundan, temerrüt tarihi önce gerçekleşmiş olan borca yani kıdem tazminatına mahsup edilecektir. Kalan 3.000 TL lik ödemenin, ihbar ve izin ücreti borcuna mahsubu anılan borçların muacceliyet ve temerrüt tarihlerinin aynı olması nedeni ile miktarları ile orantılı olarak yapılacaktır. Kalan toplam borç 5.500 TL olup, ihbar tazminatının bu miktara oranı 5.000/5.500 = 10/11, izin ücretinin oranı 500/5.500 = 1/11 olmakla, 3.000 X 10/11 = 2.727 TL ihbar tazminatına, 3.000 X 1/11 = 273 TL izin alacağına mahsup edilecektir. Böylece işverenin 2.273 TL ihbar tazminatı, 227 TL izin ücreti olmak üzere toplam 2.500 TL borcu kalmış olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahsup işleminin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilke kararına uygun şekilde yapılması gerekirken, hangi kalem alacak için kaç lira mahsup işlemi yapıldığına ilişkin hiç bir açıklamaya yer verilmeksizin yapılan ve hiç bir surette denetime elverişli olmayan mahsup işlemi hatalıdır.
3-Davacının dava öncesinde gönderdiği ihtarnameyle davalıyı bir kısım alacaklar yönünden temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla, temerrüd oluşan alacaklar bakımından faiz başlangıç tarihinin temerrüd tarihi olduğunun gözetilmemeside ayrıca hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.