Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/1933 E. 2015/18008 K. 18.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1933
KARAR NO : 2015/18008
KARAR TARİHİ : 18.05.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalılardan Beltur şirketinin asıl işveren davalı Makro şirketinin alt işveren olduğu iş yerinde çalışırken ilgili işverenlerce işyeri değişikliğine gidildiği, müvekkilinin de bu işyeri değişikliğini kabul etmediğini, davalı şirkete bildirdiğini, yapılmak istenen iş yeri değişikliğinin iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olduğundan müvekkilinin iş akdini feshedeceğini davalı şirkete bildirdiğini, her hangi bir şekilde de istifa etmediğini, daha sonra işyerine gittiğinde işyerine alınmadığını, bu şekilde işine son verildiğini, müvekkilinin haksız fesih sebebiyle ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yapmış olduğu fakat kendisine ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması alacaklarının davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı Beltur şirketi vekili özetle; öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerekeceğini, ayrıca davacının iş akdini kendisinin feshettiğinden kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını, ayrıca davacının yapmış olduğu çalışma şekline göre hafta tatili alacak talebinde bulunamayacağı gibi, diğer yapmış olduğu genel tatil çalışması karşılığı izin kullandığı, ayrıca fazla mesailerinin de ücretlerinin kendisine ödenmiş olduğundan bu şekilde alacaklarının da mevcut olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Makro temizlik şirketi vekili özetle; davacı işçinin iş akdini kendi isteği ile feshetmiş olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin de bankaya yatırıldığını, her hangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, ayrıca davanın husumet yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davalılardan …. yönünden açılan davanın davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin asıl manada kurulmadığı, davacının tek işvereninin …. olduğu gerekçesi ile … Otomasyon Bilgi İşlem ….. adına açılan husumet yönünden reddine karar verilmiş, diğer davalı …. yönünden kıdem tazminatı, ulusal bayram genel tatil alacakları kabul edilmiş, ihbar tazminatı, fazla mesai ve hafta tatili ücreti alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içerisinde temyiz etmişlerdir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Uyuşmazlık davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı kabul edilmesine rağmen, muvazaalı işlemin tarafı olan alt işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ısrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraflardan zararının tazminini isteyebilir. Muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. Kısaca kişi kendi muvazaasına dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.
Somut olayda Yerel Mahkemece davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının başlangıçtan beri asıl işveren …. Şirket işçisi olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan işçilik alacaklarının adı geçen davalıdan tahsiline, muvazaalı işlemin diğer tarafı olan ve işveren sıfatı olmayan diğer davalı şirket yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Ancak husumetten dava reddedilen davalı şirket muvazaalı işlemin tarafıdır. Adı geçen davalı şirket kendi muvazaasından yararlanmaz. HGK.’nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle maddi sorumluluk açısından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekir. Davalı ….. yönünden husumet yokluğu gerekçesi ile davanın reddi hatalıdır.
3- Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanamayacağı konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
Her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere davacının bir döneme kadar 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulü çalıştığı sabittir. Bu döneme ait çalışmada davacının aylık 22 saatten fazla çalışma yaptığı sabittir. Dosyaya sunulan bordrolarda ise davacıya aylık 22 saat FM tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacıya bu fazla mesaileri karşılığı tahakkuk ettirilen ücretler ödenmiş ve Mahkemece de davacı işçiye ait bordrolarda fazla çalışma ücretinin tahakkuk ettirildiği, davacıya ait hesap dökümlerine göre banka ödemeleri ile bordrolarda tahakkuk ettirilen miktarların uyumlu olduğu, ayrıca ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının da bulunması gerekçesi ile fazla mesai ücret talebi reddedilmiş ise de bordroların gerçeği yansıtmadığının anlaşılması karşısında ve davacının çalışma düzenine göre eksik tahakkuk ettirildiği anlaşılan fazla mesai alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.