Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/18938 E. 2015/27728 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18938
KARAR NO : 2015/27728
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili,müvekkilinin 01.04.2013-21.05.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde Müşteri Yöneticisi olarak çalıştığını, müvekkilinin yüksek performansına rağmen iş akdinin haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davalı şirketin 2011 yılında faaliyete başladığını, ancak satışlarda beklenen düzeye ulaşılmaması, siparişlerde azalma olması gibi nedenlerle davalı şirketin büyük miktarlarda zarar ettiğini, alınan önlemlerin yetersiz kalması nedeniyle yönetim kurulu kararı ile üretim faaliyetlerinin kesin ve devamlı surette durdurulmasına ve işlevsiz kalacak çalışanların iş akitlerinin feshedilmesine karar verildiğini, işletmesel karar sonucu davacının da iş akdinin feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı şirkette alınan tüm önlemlere ve tasarruf tedbirlerine rağmen faaliyet zararlarının azaltılamaması nedeni ile fabrikadaki üretim faaliyetlerini kesin olarak ve devamlı surette durdurulmasına karar verildiği, işyeri dışından kaynaklanan nedenlerle alındığı anlaşılan söz konusu kararın işletmesel karar verme özgürlüğünün kötüye kullanılması niteliğinde olmaması nedeni ile yerindelik denetimine tabi tutulamayacağı, alınan kararın 05.06.2014 tarihi itibari ile işletmede fiilen hayata geçirilmiş olduğu ve tutarlı şekilde uygulanmaya devam edildiği fabrikadaki üretimin durdurulması nedeni ile üretim dışında doğrudan çalışan işçiler ile yapılan üretimin satış ve pazarlamasında görev alan büro işcileri tarafından fesih dışındaki başkaca tedbirlerle giderilmesi mümkün olmayacak şekilde iş gücü fazlalığının doğmuş olduğu, işveren tarafından başka şekilde istihdam olanağının bulunmaması nedeni ile son çare olarak işyeri ve işletme gereklerinden doğan geçerli nedenlerle İş K.nun 29.hükmüne uygun olarak toplu işçi çıkarma yoluna başvurulduğunun belirtildiği görülmüş olup, davalı tarafından yapılan feshin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Bu kapsamda, işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
İşverenin, dayandığı fesih sebebinin geçerli (veya haklı) olduğunu uygun kanıtlarla inandırıcı bir biçimde ortaya koyması, kanıt yükünü yerine getirmiş sayılması bakımından yeterlidir.
Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri nedenleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı(tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
İşletmesel kararın amacı ve içeriğini belirlemekte özgür olan işveren, işletmesel kararı uygulamak için aldığı tedbirin feshi gerekli kıldığını, feshin geçerli nedeni olduğunu kanıtlamalıdır. İşletmesel kararın amacı ve içeriğini serbestçe belirleyen işveren, uygulamak için aldığı, geçerli neden teşkil eden ve ayrıca istihdam fazlası doğuran tedbire ilişkin kararı, sürekli ve kalıcı şekilde uygulamalıdır. İşveren işletme, işyeri ve işin gerekleri nedeni ile aldığı fesih kararında, işyerinde istihdam fazlalığı meydana geldiğini ve feshin kaçınılmazlığını kanıtlamak zorundadır. İş sözleşmesinin feshiyle takip edilen amaca uygun daha hafif somut belirli tedbirlerin mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi, işverenin tekelinde değildir. Bir bakıma feshin kaçınılmaz olup olmadığı yönünde, işletmesel kararın gerekliliği de denetlenmelidir. Feshin kaçınılmazlığı ekonomik açıdan değil, teknik denetim kapsamında, bu kararın hukuka uygun olup olmadığı ve işçinin çalışma olanağını ortadan kaldırıp kaldırmadığı yönünde, kısaca feshin son çare olması ilkesi çerçevesinde yapılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi, davalı işyerinde üretimin durdurulmasına ve davacının çalıştığı bölümün kapatılmasına karar verilmesi nedeniyle geçerli nedenle feshedilmiştir.
Davalı işyerinde üretimin durdurulmasına karar verilmiş olsa da davalı şirketin fesih tarihinden yaklaşık iki ay sonra dava dışı başka bir şirkete devredildiği, devrin taraflara fesih hakkı vermediği, kaldı ki davacının üretim bölümünde değil satış bölümünde çalıştığı, işveren tarafından üretimin durdurulmasına karar verilmesine rağmen elde bulunan stokların eritilmesine karar verildiği, davacının işi icabı alınan karar gereği stokların eritilmesi için değerlendirilmesi gerektiği ve istihdam fazlası olduğunun kanıtlanamadığı, bu nedenle feshin geçerli nedene dayandığı kanıtlanamadığı anlaşıldığından yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 418.20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 07.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.