Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/18758 E. 2017/7248 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18758
KARAR NO : 2017/7248
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/04/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat … uygun geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 02/06/2008 tarihinde … Metal Mamulleri Ticaret A.Ş. bünyesinde … kamyonlarında kamyon şoförü olarak çalıştığını, sabah saat 08.00 ‘ de çalışmaya başladığını, akşam iş kaçta biterse o zaman evine dönebildiğini, sabaha kadar çalıştığının da olduğunu, en son net 1.050 TL ücret aldığını, … Limanı’na ayda 4-5 gemi geldiği, her gemide de 10-15 sefer yapılmakta ve sefer başına 7,5 TL. ücret ödendiğini, bunun ayda 400-500 TL. ye tekabül ettiğini, 06.09.2011 tarihli noterden gönderdiği ihtarnameyle kıdem-ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının talep edilmesine rağmen ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 02/06/2008 – 02/09/2012 tarihleri arasında müvekkil şirkette belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile çalıştığını, iki gün üst üste mazeretsiz olarak işe gelmemesinden dolayı iş sözleşmesinin iş kanunun 25/2. bendine göre haklı nedenle feshedildiğini, şeker bayramının 02-03 Ağustos ve 01 Eylül günlerinde olup 02 Eylül günü işbaşı yapması gerektiğini, işçinin bayramı nasıl ve nerde geçirdiğinin işvereni ilgilendirmeyeceğini, işe gelmesinin esas olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak, davacının bayram tatili için gittiği …’da dönüş bileti bulamadığı için zamanında dönemediği, 5 Eylül 2011 Pazartesi günü iş yerine gittiğinde işe başlatılmadığının anlaşıldığı, özellikle dini bayramlarda otobüs biletleri haftalar öncesinden tükenebildiği, bu sebeple okula işe dönüşte vatandaşlarımızın sıkıntı çekebildiği, şahsen davalı işverenin yıllık izinlerde yolda geçecek süreleri de nazara alarak izin vermesi gerektiği, samimi bulunan bu mazeret karşısında iş akdinin feshinin Medeni Yasa’nın 2. maddesine uygun olmadığı, esasen de işveren tarafından daha devamsızlığın ilk gününde iş akdinin feshedildiği, bu sebeplerle feshin haklı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının iş sözleşmesinin 2011 yılı …’nı takip eden Eylül ayının 2. ve 3. günü işe gitmediği için feshedildiği sabittir. Belirtilen tarihlerde davacının işe gitmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim bu olgu Mahkemenin de kabulündedir.
4857 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesinin son fıkrasında işçinin yıllık ücretli izin sürelerini işyerinin bulunduğu yerden başka bir yerde geçireceği hallerde istemde bulunması ve bu hususu belgelendirilmesi suretiyle işverenin yolda geçecek süreler için azami 4 güne kadar ücretsiz izin vermek zorunda olduğunu kurala bağlamıştır.
Görüldüğü üzere, anılan Kanun hükmü ile işverenin yolda geçecek süre için işçiye vereceği yol izni için bir kısım şartlar getirilmiş ve bu yol iznini sadece yıllık ücretli izin kullanımına hasredilmiştir. Dolayısıyla bu uygulamanın diğer izin ve tatil günleri için teşmilinden söz edilemez.
Ayrıca, Mahkemece davacı işçinin kayıtlardaki çıkış tarihi olan 02.09.2011 tarihinden hareketle işverenin devamsızlığın ilk gününde feshi gerçekleştirdiği gerekçesiyle de feshin haksız olduğunu saptaması yapılmış ise de; haklı fesih için kanunda aranan devamsızlık sürelerin gerçekleştiği anda işverenin fesih yetkisini kullanma şartı gerçekleşmekle bu taraflar arasındaki iş ilişkisinin sona erme tarihini düzenlememektedir. Dolayısıyla Mahkemenin bu yöndeki saptaması yerinde değildir.
Bu itibarla, davacı işçinin haklı bir neden olmaksızın ardı ardına 2 iş günü işine devam etmediği anlaşıldığından işveren feshi haklı olup, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalıdır.
3-Hükmedilen alacakların brüt mü yoksa net mi olduğunun, ayrıca faiz başlangıç tarihlerinin kararda açıkça gösterilmemesi 6100 sayılı HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde mahal verebileceğinin gözetilmemesi de isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesi ile peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.