Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2015/16211 E. 2018/76 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16211
KARAR NO : 2018/76
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

…..

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ikramiye ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 19/12/2005-26/03/2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak …. bünyesinde bulunan davalıların işleteni olduğu gemilerde aşçı olarak çalıştığını, her iki şirketin de yönetim kurulu üyeleri ve yetkililerinin aynı olduğunu, en son davalılardan……adlı dökme yük gemisinde çalışmakta iken iş akdinin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini ve hak ettiği tazminat ve bazı işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, ikramiye, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının çalıştığını beyan ettiği gemilerin en son olarak yabancı bandrollü olan bir gemi olan ….lduğu ve geminin sahibinin de….Şirketi olduğu, davacının çalıştığı diğer gemi olan…..gemisinin de yabancı bandralı olup şirketin adının….irketi olduğunu, davacının bir başka çalışmasının ise….. şirketine ait….. gemisinde olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin ….Mahkemeleri olduğu, davalı şirketlerden ….bu şirketlerin işini yapan acentelik hizmeti veren şirket durumunda olduğu ve hasım olmasının mümkün olmadığı, davacının her iki davalı şirkette de hiçbir çalışması bulunmadığını, davacının davalı şirketler nezdinde herhangi bir çalışması bulunmadığından dava dilekçesinde belirtilen çalışma sürelerini kabul etmedikleri, çalıştığı işyerlerinde bu çalışmaları ile ilgili tüm haklarını alarak sulh ve ibra belgeleri imzaladığını, dava dilekçesinde belirtilen ücret ve ikramiye beyanlarını da kabul etmediklerini, davacının çalışmasını yabancı bandralı gemilerde geçirmesi sebebiyle ….. ve İş Kanunu’nun olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının eksik ödeme ve fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmaları ile yıllık izin ücreti taleplerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na tabidir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan, 4857 sayılı Yasanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Deniz İş Kanunu’nun 46’ncı maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet akdinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Hizmet akdinde ayrıca bir hüküm yoksa dava geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”.
Deniz İş Kanunu 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bir geminin Deniz İş Kanunu’nun kapsamına girebilmesi için denizlerde, göllerde ve akarsularda çalıştırılması, bu geminin Türk bayrağı taşıması, geminin yüz ve daha yukarı grostonilatoluk olması gerekir. Maddenin 2. fıkrasına göre de:
a) Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla olduğu takdirde, bu gemilerle, bu gemilerde çalışan ve çalıştıranlar Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olacaklardır.
b) İşverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı beş veya daha fazla bulunduğu takdirde başka bir şart aranmaksızın, başka bir anlatımla geminin grostonilatosuna bakılmaksızın, bu gemi Deniz İş Kanunu kapsamına giren bir işyeri olacaktır.
Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa dahi yüz grostonalitonluk değilse yada diğer belirtilen istisnai şartları taşımıyor ise bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanamaz. Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler de 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kaldığından, haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması ile ilgili uyuşmazlıkta ise görevli mahkemeler genel mahkemelerdir.
İş ilişkisine dayalı bir uyuşmazlıkta işçi deniz taşıma işinde çalışır, ancak çalıştığı gemi Deniz İş Kanunu kapsamında kalmaz ise uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel mahkemede çözümleneceği açıktır.
Görev kamu düzenine ait olduğundan resen dikkate alınmalıdır.
Dosya içeriğine göre gemide aşçı olarak çalışan davacının gemi adamı olduğu uyuşmazlık dışıdır. Ancak davacının çalıştığı gemilerin ve bu gemilere sahip işverenin Deniz İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerekir. Bu kapsamda, davacı işçinin çalıştığı gemilerin uyrukları, grostonalitonu ve çalışan gemi adamı sayısı açıklığa kavuşturularak, davacının çalıştığı gemilerin yukarıda belirtilen hükümlere göre, Deniz İş Kanunu kapsamında olup olmadığı, bu gemilerin davalı şirketlerle irtibatı araştırılıp belirlenmeli ve davacının çalıştığı gemilerin Deniz İş Kanunu kapsamında kalmadığı saptandığı takdirde, uyuşmazlıkta genel hukuk mahkemeleri görevli olacağından görevsizlik kararı verilmelidir. Aksi halde ise davacı … adamının tazminat ve alacakları Deniz İş Kanunu’nun 14, 16, 20, 28, 40 ve 43. maddeleri hükümleri dikkate alınarak hesaplanmalı, gerekçelendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, eksik incelemeyle ve gerekçesiz şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.